Sayfalar

7.02.2011

Yüzümüz Paslanacak


I
Bir uğultu ummanı işte akıp gittiğim, bana biraz su verin. Her gece yatağını ıslatan ve matematik bilmeyen çocuklar gibi büyüdüğümü biliyorum.

Daha babalar eksik, çocuklar ıslak...

Esmerliklerini ve bütün öpüşmelerini ak döşeklere taşıyor kadınlar; duâ ediyor kimileri, tenlerinde lekeler... İşte akşam ve kir aynı hızla büyüyor, eli kınında deliliğimin!

Bu gece, bu kentte, bu kederle bana biraz su verin; yoksa yüzümüz paslanacak...

/Sizin yüzünüz paslanmış bu nasıl Anadolu?/

II
Ve gök konuştu: -dağlara bakıyorum; çünkü ben en iyi, en yakın dağlara bakıyorum, kentlerle sürüncemede...Şair, hoşgör hırçınlığını, didişme; güller bile kurutulurken mevsiminde...

Senin ölülerini mezarlar örtüyor, bedenini yıkımlar, ben hepsini örtüyorum; konuşmasam o yıkımlar diliyle...

III
Biz o bildik coğrafyada kalalım.Bu merhaba, rengi güzel, işte oralarda kalalım; bir yere kaçmasın kavgadan ellerimiz!

Sesine bir Anadolu kat, gülümsemeyi somurtma…

İnsanlar bir gün tanrıları unutur belki; ama insanlar sevişmeyi unutursa yüzümüz paslanacak.

Ellere ne bu sevmek, bu koşmak, bu coşmak benim! Şiir yazıyorsak, şiir yazalım. kentler yağmalanıyor usulca dağlara yaslanalım; yoksa yüzümüz...

Sevgilime önce ellerimi tutmayı öğretiyorum; ellerimi tut sevgilim, yüzümüz paslanmasın.

Bir şiir yaz yaylalara salalım yoksa bu nasıl Anadolu?

/Sizin yüzünüz paslanmış bu nasıl Anadolu?/

Y.Odabaşı
Resim: Sarolta Ban
Müzikle başlayıp şiirle devam eden hızlı iyileşme sürecidir bu:) Her ne kadar Yılmaz Odabaşı ayrıca fena yapsa da bana iyi geldiği kesin.

12 yorum:

  1. Anadolum bir adın kaldı dillerde..
    çok güzel paylaşım için tşkler

    YanıtlaSil
  2. Aman sen iyileş de istersen çık orotoryo oku (yok ama bak o tek başına olmaz. madem bari ben de eşlik edeyim:)

    YanıtlaSil
  3. :) hey allahım.
    bu kez hüznü yazarken kendini aşmış diyecektim.
    sen yazdın diye okudum.
    ama olsun.
    :)
    müzik ve şiir iyidir şifa için.
    kesinlikle.

    YanıtlaSil
  4. Ebru'mmm...Sen iyi olda,yüzünü güldüren hüzün olsun?Hatta o hüzünün içinde şarkı olsun,şiir olsun:)Sen hep iyi ol yeter ki...
    Y.Odabaşını bende çok severim,daha önce söylemiş miydim?:)
    Bu arada mailini aldım,sen nasıl güzel bir yüreksin diye seni düşündüm ve seni karşıma çıkardı diye kaderimi ve kaderimi yazdı diye rabbimi vs.vs.vs.vs.:)Öperim:)

    YanıtlaSil
  5. Sevgilime önce ellerimi tutmayı öğretiyorum; ellerimi tut sevgilim, yüzümüz paslanmasın.

    Ah!bu Anadolu...

    Bence güzel,nasıl hissediyorsa kalp dokunmuş dizelerde,

    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  6. Guzeldi, thanks for sharing :)

    YanıtlaSil
  7. Y. Odabasi'nin siirinde hep diger ustalari cagristiran tinilar bulmusumdur. Ornegin su dize:
    "Ellere ne bu sevmek, bu koşmak, bu coşmak benim!" nasil da kotu bir sekilde Ahmed Arif'i cagristiriyor:

    "ellere nesi/ etme gel / ay karanlik"

    Ya da

    "Kinanmak yigit basina/ Bu ne ayip/ ne de yasak/ "

    YanıtlaSil
  8. "Sevgilime önce ellerimi tutmayı öğretiyorum" sevgiliye sevme ogretilince o sevme sevmek olmaktan cikmaz mi?

    YanıtlaSil
  9. Dürr-i Yekta ben de teşkkür ederim:)

    Kediciğim söyleriz valla biz el atacağız da olmayacak mümkün mü:)

    Deep güzel yöntem değil mi:)

    Sevgili Banu ben de şanslıyım cidden:)

    Sevgilerimle seviyorum ben bu adamı:)

    EG dediğin çok doğru şiirlerinde de öykülerinde de başka şiirleri çağrıştıran şeyler çok var dikkatimi çekiyor ama Yılmaz Odabaşı keşfettiğim yıllar,duygular açısından özel bir yerde ve seviyorum.

    aşkıngüncesi sevmek olmaktan çıkar mı? bence çıkmaz bazen acemisiyizdir dokunmanın sevmenin bu da öyle galiba.

    YanıtlaSil
  10. iyi olduğunu sebebi her ne olursa olsun duymak,bilmek ve okumak çok güzel Ebrucum:))

    YanıtlaSil
  11. O zaman hergün bir tablet tok karnına bir Yılmaz Odabaşı al lütfen Ebru :)

    YanıtlaSil
  12. Acemisiyiz sevmenin dokunmanin ne hos. Ama bunun icin beraber ogrensek dese daha iyi degil mi? Hani sizin bir kac gun once tartisiginiz bir konu vardi. Anladin mi ile ilgiliydi. Iste oyle bir sey bu da...

    YanıtlaSil

Siz ne dersiniz?