Sayfalar

3.07.2011

Evde Islık Çalınmaz!

Hüzün ürkek bir kuştur. Ya çok uzaklara uçar ya da kanatlanamaz. Odası dağınık bir çocuk gibi zihnim. Dağınık oda mıyım, dağıtan çocuk muyum bilmiyorum?

'Evde ıslık çalınmaz' diyor annem.  Yeni öğrenmişim halbuki. Şöylee yanlarda cepleri olan bir şey giyinmeli ki ellerimi de ceplerime koyabileyim. ıslık çalarken yavaş yavaş yürümeli. Geçtikçe serpiştirmeli sağa sola belirsiz notaları.  Duyduğum an içime dokunuyor, oysa nasıl da içten gelerek çalıyordum annem hala 'evde ıslık çalınmaz' diyor ev değil gezindiğim mekanlar. Evde göründüğümü  biliyorum ama ev değil buralar!

Islık çalarken dil olmaz. Dilsizliğin en güzel dile gelmiş halidir ıslık çalmak. Ağzımı doldura doldura ıslık çalıyorum inadına ve ne zaman içime bir sızı düşse annem geliyor aklıma. Bazen parmağını kaldırıp sallıyor bazense başını sağ omzuna eğip bakıyor. O ne zaman başını böyle eğse koşup sarılmak geliyor içimden. Gözlerinden korkuyorum annemin. Açıp kapasa dökülecekmiş gibi duran gözyaşlarından korkuyorum. En çok gözlerine sarılmak istiyorum.

Neden konuşmak istediğim anlara denk geliyor susuşum? Bir yerlerde yine Requem çalıyor duyuyorum. Hem yine eskisi gibi yerden titreye titreye ulaşıyor kulaklarıma. İnsan Requem'de ağlar mı? Ağlıyorum. Islıkla çalamayışıma ağlıyorum. (diyerek)

En çok kendime yalan söylüyorum değil mi? Yüzüm de kızarmıyor üstelik. Baktığım düzlüklerde, düzlemlerde veya eğriliklerde hiç insan yok biliyorum. Haklılığımdan nefret ediyorum yalnızken. Haklı/haksızı ayırd edemeyen gözlerimi çıkartmalıyım parmak uçlarımla. Alıp atıyorum çocuk oyunlarına. 'Onlar benim gözlerim'

Herkes konuşuyor kocaman kapanıp açılan ağızlar görüyorum yalnızca ne anlatıyorlar bilmiyorum. Neden susmadıklarını bilmeyişim gibi . Bilmezliğim umursamamaktan gelmiyor. Yorgunum, hem de çok yorgun. Adım attıkça ateşe versem geçtiğim yerleri kelimeler de yanar mı? En çok kelimeleri yakmak geliyor içimden. Cümle haline gelmeden daha. Kimsenin dudaklarından dökülmeden. Hem belki daha az yorulurum değil mi?

Arkaya yatırılan koltuklara benziyorum. Yatırdıkça şekil değiştiriyorum ve ne kadar yatırılırsam arkaya, belim ağrıyor delice. Sıraya koyuyorum ağrıları sıra sıra terk etsin istiyorum. Boy sırasında yaramazlık yapıyor yüreğim. 'Küçüğüm belki ama en çok acıyanım' diyor. En çok yüreğim acıyor. 'En öne geç' diyorum. En öne geçersen onarılacak ilk sensin diyorum korkup arkaya saklanıyor. 'Onarma' diyor, 'onarma beni ki unutmayayım neden acıdığımı.'

Ayağında sallıyor annem. 'Uyu' diyor 'uyu da büyü'. Oysa ben uyudukça küçülmek istiyorum.

Saklandıkça savruluyorum, saklandıkça görünüyorum. Islığım mı ele verdi bilmiyorum?  Sessizce süzülmüşken koynuna ısınamıyorum. En çok ayaklarım üşüyor bu kez. Koşmaktan, kaçmaktan, susmaktan üşüyor. 

Her dakika biri mi ölüyor bu kentte, doğanları da yanına alarak?  Yaşanacak çok şey yok mu daha? Çizgilerine basmadan geçeceğim kaldırımlar tükendi mi?
Yok-(sun)-luk nedir bilir misin?
Evde ıslık çalamamaktır,
Yağmurda ellerin ceplerinde yürüyememektir,
Aldığın her nefeste azalmaktır,
Ben diyememektir…
‘Nasılsın’lara  kaçamak verilen ‘iyiyim’ yanıtıdır. ‘Bakınca anlaşılmıyor mu’ demek isterken yapay bir gülüşü yerleştirmektir dudaklarının kenarına. Ne anlatırsan anlat henüz başlamadığını bilmektir.

Şimdi! Bardaktan boşanırcasına yağıyorsun bu saatte, bu şehre. Basmıyorum çizilere de. Öyle adım yerleştirecek kadar değil artık kareler benimle birlikte küçülmüşler. Sığmıyor ayaklarım. Ne yaparsam yapayım her çizgide canını yakıyorum. Yok yok kızma… Yürümüyorum, basmıyorum. Adım atmıyorum geçtiğin yollara.

Yere uzanıp dinliyorum yine müzikleri. Sadece kulağımla duymadığım anlarda seviyorum biliyorsun. Sırtımda bacaklarımda geziniyor sırayla. ‘Evde yere yatıp müzik dinlenir mi’ diyorum anneme. ‘Ne yaparsan yap karışmıyorum artık sana’ diyor.
‘Küstün mü’ diyorum.
‘yokkk ‘diyor ‘küsmedim’
‘ne halin varsa gör’ diyor.
Ne halim vardı göreceğim bilmiyorum?
Daha ne halim var görecek merak ediyorum.

Foto:Ben (iş çıkışı nadiren gördüğüm günbatımı.)

43 yorum:

  1. İki defa okudum, bir ara üçüncü için bile gelebilirim. Çok beğendim cümlelerini ve hissettirdiklerinde takılıp kaldım. Ondan okuma isteğim. Yüreğine sağlık.

    YanıtlaSil
  2. ah şu anneler , sanki hayatımıza hükmediyorlar yada biz belli bi yaştan sonra onlara takılıp kalıyoruz..

    YanıtlaSil
  3. Sabah sabah iyi geldi,iyi geldi gözyaşlarım sessizce yüzümde dolaştı.Ağlamak belki bir parça bir an kadar seni anlamaktı,anlayabildiğim kadar.Ve ıslık çalmak özgürlüğe yollanan sesti,yağmurda ıslanarak yürümek kadar...Sevgiyle kal,Nehirİda...

    YanıtlaSil
  4. "Evde ıslık çalınmaz" ne kadar tanıdık bir uyarı :)
    aklıma arkadaşım da geldi bu yazıda. çocuktuk daha. ıslık çalar sonra da besmele çekerdi. "napıyorsun" diye sorardım. "şeytanla dalga geçiyorum" derdi :)
    bu yazı bana can annemi, can dostumu hatırlattı. çok sevdim
    kalemine sağlık arkadaşım.

    YanıtlaSil
  5. Bazen hersey anneleri hatirlatiyor degil mi? Kucuklugunden kucuk kucuk anlari ne guzel hatirlamissin, yazmissin. Didem

    www.didemuzuncaova.blogspot.com

    YanıtlaSil
  6. kendimi bir romana başlar gibi hissettim... seni anlayabildiğim sayılı yazılarından biri bu. çok güzeldi, çok dugusaldı, çok ustacaydı...

    YanıtlaSil
  7. ne kadar güzel anlatılmış duygular, sihirli ve beni okurken içine çeken satırlar..yüreğine sağlık Ebrucum yine döktürmüşsün:)
    bu arada canım benim annemde ıslıktan nefret eder hatta kızlar çalmaz derdi,ama damadı şimdi bir ıslık ustası ona gıkı çıkmıyor:)))

    YanıtlaSil
  8. Tam; iki parmağı birleştirip, dudaklar arasından dili arkalara sıkıştırıp, olanca gücünle üfleyerek, ıslık çalınacak bir yazı olmuş!
    Eline sağlık. ;)

    YanıtlaSil
  9. Evde ıslık çalınmaz!
    Gündüz ışık açılmaz!
    Gece yalnız yatılmaz!
    Erkeklere laf atılmaz!
    Benzine su katılmaz!
    Tereciye tere satılmaz!
    vs. iddialar tamamen gerçek dışıdır! :)

    YanıtlaSil
  10. Her parağraf ayrı bir tatda olmuş, her birine bir post çıkartabilirsin aslında.
    Islık deyince Barış Mançonun "duyuyorsun değil mi?" parçası gelirdi benim aklıma sanırım sana da aynı çağrışım yapmış bu parça.

    YanıtlaSil
  11. bu bir roman mı :)
    Bu arada blogun yeni stili süper olmuş :)

    YanıtlaSil
  12. Sevgili Burcu yorum gönderdiğinde yüzümde hoş bir gülümseme oluştu. Bir şeyi iki kez okumak çok öenmli. 2 kez okumuşsan ne mutlu bana teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  13. Öz'üm canım;
    Onlara benzediğimizi fark ediyor musun? Bazen durup kendime bakıyor ve tepkilerimi anneme benzetiyorum:)

    YanıtlaSil
  14. Sevgili Nehire, güzel Nehire;
    umarım gözyaşların rahatlamak için akıtılanlardandır. Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  15. K.Mucizemm canım öyle bir işlenmiş ki hücleremize onlara ait sözler hiç unutmayalım.

    YanıtlaSil
  16. Didemciğim;
    Ben annemi çok geç keşfettim. Ona hayranım hatta idolüm bile diyebilirim dimdiktir duruşu.
    Teşekkür ederim canım.

    YanıtlaSil
  17. Anne kaleminden;
    Sözlerin kıymetli benim için.Anlayamadığın yazılarım anlatamayışımdandır canım. Beğenmene çok sevindim.

    YanıtlaSil
  18. Meyracığım şimdi kızamazlarr:) özellikle torunlara hiç kızamazlar damadın papuçları dama atılır çocukla.

    YanıtlaSil
  19. sinirli haklısın bazı iddalar gerçek dışı bizzat test ettim:)

    YanıtlaSil
  20. anneliliciğim çok teşekkür ederim beğenmene. Şarkı gelmemişti aklıma ama dinlemeli hemen. Aslında cidden annemle yaşadıklarım yazdığım:) Bir de Musa Anter'in bir anısı geldi aklıma kendi yazımı yazdıktan sonra.
    Gözaltına alınıyor gerekçe kürtçe ıslık çalmak:)) Islıkta dil olurmuş gibi!

    YanıtlaSil
  21. BAP teşekkür ederim canım. Sıkılıyorum uzun süre aynı kalınca. Kalsın bakalım bir süre:)

    YanıtlaSil
  22. ebru çok utandım :( valla öyle bişey demek istemedim ben. demek istediğim bu yazının daha somut olgulara göndermeler yapması. hani çocukluk, annelik gibi o yüzden... diğer yazılarını kesinlikle eleştirmek gibi bir niyetim olamaz çünkü hepsini severek okuyorum. yakalayabildiğim mesajı da alıyorum. kusura bakma lütfen...

    YanıtlaSil
  23. Yok güzelim lütfen ben seni yanlış anlamadım da alınmadım da:)) Çok incesin. Aslında eşim de atıfta bulunduğun şeyleri insanlar bilmiyorsa bazen çok soyut kalıyor yazdıkların diyor bana:))

    YanıtlaSil
  24. Yazdıklarımda çok daha fazla soyut şeyler oluyor bazen kırpıyorum:)) Ama inanın söylediğiniz her kelime benim için çok çok değerli.

    özellikle de yorumlayanların kimliği çok önemli şimdi ben de seni üzdüm diye üzüldüm:((

    YanıtlaSil
  25. sen naptın kuzum yaaa dur dur ben kendime gelemedim gelince gelirim geri :((

    YanıtlaSil
  26. Ebrucum yüreğine sağlık.Allah annene sağlıklı,uzun ömürler versin.sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  27. "Anneler ne derse doğru söyler vardır bir bildikleri" gibi kalıplaşmış bir söz demeyeceğim sana.Ama benim annem de bana evde ıslık çalınmaz derdi.ben de çocuklara "evde ıslık çalmayın,....uyandırmayın" demesem bile bu sözü hatırlamadan edemiyorum işte.Sevgilerimle tontini.

    YanıtlaSil
  28. tabii ki evde islik calinmaz :)
    Benim anamda kizar :)

    YanıtlaSil
  29. tam bir cümle bitiyor, işte bu diyorum bana çocukluğum kadar eski bir yerden tanıdık, bunu yazmalıyım, sonra bir diğerine kayıyor gözüm, hayır diyorum işte bu içimde biriktirip de farkedemediğim, ama görünce bak buymuş dediğim, ve tam yazacakken bunu bir sonraki cümleyle dalıp gidiyorum metin altı çizgilerine basmama telaşında olduğumu seziyorum...ebru can sen nasıl yazdın ki bu yazıyı, benim bir kerede okumaya soluğum yetmedi... yüreğine sağlık diyeyim mi, öylesine değil ama kelimelerin üstüne basa basa...

    YanıtlaSil
  30. Pillicim çok tatlısın:) Üzmek istemezdim gel gel hep gel sen:)

    YanıtlaSil
  31. Kamikazecim hepimizin annesine canım onlar baştacı. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  32. Sufii sizi burada görmekten çok çok mutlu oldum. Çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  33. Aslıcım öperim seni:)

    YanıtlaSil
  34. Nil ne diyeyeim sana ben hı? Can.
    Hala basmamaya gayret ederek yürümek ne garip değil mi:) Herşey yer değiştiriyor, bir şekilde değişiyor da o durum hep var.

    YanıtlaSil
  35. Ebru ya yazını iki kez okudum.Çok içten, çok tanıdık bir hüzün sardı her tarafımı

    YanıtlaSil
  36. Bilge ve Annesi teşekkür ederim canım:) Hüzün vermek istemezdim ama oldu işte.

    YanıtlaSil
  37. Ben yazını okuyunca "ellerim ceplerimde" aklıma Barış Manço geldi. Klibi de vardı sanırım akşam üstü elleri cebinde ıslık çalıyordu. Ya da ne bileyim ben öyle hayal ettim.

    YanıtlaSil
  38. Hadi ellerimi sakladım diyelim ya sözcükler? Bazen cepler yetersiz kalıyor yağmurla dökülen sözcüklere.Belki de en iyisi...kim bilir.

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  39. Anneliliciğim yanıtımı 3.defadır gönderemiyorum kendi sayfamda:)
    O şarkıyı hatırlatmışsa sana ve seviyorsan anmış olduk ne hoş.

    YanıtlaSil
  40. Min'el Lâ ne güzel oldu gelişiniz. Güzel sözcüklerinizle cümlelerinizle. Teşekkür ederim.
    Nehirida (ebru)

    YanıtlaSil
  41. Ebru'cum seni okuyorum...
    Ama öyle yazını/kelimelerini değil,her yazında 'seni okuyorum'.
    Bu güne kadar farketmediğim, farkedemediğim için kızdığım isyanlarıma ses oluyorsun ve sen bilmeden bir çok satırında aslında ben oluyorsun...
    Bir de sen en çok geceye yakışıyorsun,hüznünle,isyanınla, sakinliğinle,duruluğunla...
    Göz yaşlarıma yol oluyorsun...

    (Ebru'm garip bir yorum oldu ama içimden geldi,silmedim.Anlarsın sen beni,öptüm,gitti)

    YanıtlaSil
  42. Garip bir yorum olur mu hiç güzel banum o kadar güzeldi ki. Sarılıyorum sana. Sımsıkı

    YanıtlaSil
  43. Yaralar ya-ra-lar-mış..

    YanıtlaSil

Siz ne dersiniz?