Yüzümü tavana dikip yatmayı sevmiyorum. Bu yüzden hoşuma gidiyor uyuyakalıp yatağa uykunun bir yerinde gitmek.
Bir gün iki dairenin toplam yüksekliği kadar tavana sahip yatak odam olsun istiyorum ya da kalınca camdan yapılmış. Ellerim tam da karnımın biraz üzerinde birleşmişse ve ben o halde uyanmışsam bir daha uyuyamıyorum. Baş parmakları tıpkı naylon poşetleri kapatmak için kullanılan aparatlara benzer bir şeyle bağlıyorlar birbirine işte o hal ölüme dair en net fotograftır zihnimde. Sonrası belimden aşağı yayılan ılık bir sıvı.
'Bir eski Acem şairi : «Ölüm âdildir» — diyor.
Yakup,
ne güzel güldünüz, iki gözüm.
Yaşarken bir kerre olsun böyle gülmemişsinizdir...
Fakat bekleyin, bitsin sözüm.
Bir eski Acem şairi :
«Ölüm âdil...»
Şişeyi bırakın Ahmet Cemil.
Boşuna hiddet ediyorsunuz.
Biliyorum,
ölümün âdil olması için
hayatın âdil olması lâzım, diyorsunuz...'
Yakup,
ne güzel güldünüz, iki gözüm.
Yaşarken bir kerre olsun böyle gülmemişsinizdir...
Fakat bekleyin, bitsin sözüm.
Bir eski Acem şairi :
«Ölüm âdil...»
Şişeyi bırakın Ahmet Cemil.
Boşuna hiddet ediyorsunuz.
Biliyorum,
ölümün âdil olması için
hayatın âdil olması lâzım, diyorsunuz...'
Nesinden korkuyorum ölümün?
Çocukken sabah ezanları ölümü getirirdi aklıma. Demiştim bir kaç defa daha koşarak geçerdim uzun koridoru ve ayak uçlarına süzülürdüm. Annem kızar babam sustururdu 'korkuyor çocuk' derdi. Sonra da ayaklarıyla ayaklarıma dokunurdu. Hayatımın hiç bir anında o zamanki kadar güvende hissetmedim kendimi. Ölüm aklıma gelince ayaklarımdan başlıyorum üşümeye, korkmaya. Fiziksel midir ruhsal mı, üşümesi bilmem. Hiç ısınmadı ayaklarım.
Dün oğlumla sarılmış konuşuyorken 'herkesin kendine özgü kokusu var değil mi anne' dedi 'evet' dedim. 'Benim kokum nasıl' dedi. 'Tarif edemem, edersem kullanmadığm her kelimeye yazık olur' dedim. 'En çok boynunu, kulaklarının arkasını, avuç içerini öpmeyi seviyorum' dedim. 'Anne senin kendine has kokun parfüm gibi' dedi. 'biz doğal kokularımızı kaybettik büyüyünce' dedim. 'Büyümek de çok kötüymüş herşey değişiyor' dedi. 'Ayaklarımı ısıt anne' dedi ve sarıldı. Tepeden tırnağa ürperdim. Korkudan mı üşüdü ayakları tıpkı çocukluğum gibi, yalnız mı hissetti, yoksa sadece terliksiz dolaştığı için mi! Ayaklarını ayaklarımla ısıttım. Uyudu....
Baktım yüzüne. babam yüzüme bakıyormuş gibi, ayaklarım ısınmış da uykuya dalmış gibi.
Ölümün nesinden korkuyorum?
Kalanı üşütmesinden.
Burada onlarca tekrara sebep şarkı bugün için. (tık)
Alıntı Nazım Hikmet Ölüme Dair
ne garip sabah yazdığım yazıdan sonra senin de bunları yazman:)
YanıtlaSilGeliyorum hemen
YanıtlaSilNasıl içtensin yine, nasıl anlamlı her bir cümle...
YanıtlaSilBuğdaycığım bu dediğin daha anlamlı benim için öyle görmen.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
kal geldi
YanıtlaSiliyi mi..
özledim seni okumayı
bakamadım bir süredir..
döndüm ama şükür
Benim de kendi İda'ma sarılasım geldiii.. anneme ve babama da... biraz önce T. Hoca'ya: "Annemle babamı çok seviyorum ben ya.. canlarım benim, "diyordum. Bugün değişik bir gün anladığım.. İda'yı boynundan öp akşam benim için!
YanıtlaSilÖlümün adil olması.Aslında adildir,doğmanın doğallığı kadar bir gerçek değil midir,ölümde.Ölümün adil olmadığını biz söyleriz,yüreğimiz içine çok derinlere dokunup,kanar gibi acıttığı için,belki de.
YanıtlaSilSevgiyle kal,Nehirİda...
gözlerim dolu dolu...aklına hiç getirmesen bu kelimeyi..ölüm demek bile soğuk, üşümen ondan bence, oysa yaşam...cıvıl cıvıl bir kelime, iç ısıtan. hep yaşam desin kelimelerin can..
YanıtlaSilve 'Tarif edemem, edersem kullanmadığm her kelimeye yazık olur' demişsin ya, mükemmel ifade.. koku benim için çok özel bir duygu, tarifsiz özel. oğlumun kokusunu ifade edemem, doyamam, unutamam, öyle bir durum, hafif marazi ,)
Etkilendimm,hemde cok:( hatta bi tuhaf oldum..peki kizmayn ama bunu siz mi yazdiniz?
YanıtlaSilVakit bulamadım yanıtlamaya Depresif Polyanna kızmam neden kızayım italik bölüm Nazım'ın şiiri gerisi bana ait.
YanıtlaSilbazen zaten konuya dair her şeyin yazıldığını hissediyor insan.Altına ne yazsam fazla olacak gibi...
YanıtlaSilUzun zamandır uğrayamıyordum.. Öyle içten ve hissedilebilirliği yüksek bir anlatımla, şeffafça yazıyorsunuz ki gerçekten 'tüylerim dikeldi' derler ya, hah işte öyle oluveriyorum. Belki benzer diyalogları yaşatan, büyümeye başlayan bir oğul yüzünden. Kokuların tarifi yüzünden.. Bilmiyorum ama teşekkür ediyorum bu güzel yazı dili için. Özlemişim :)
YanıtlaSilSevgiler
"Herkesin kendine özgü bir kokusu var!" Nehirida bunun en güzel örneklerinden biri. Ben de "sırf şiirsel yorum"u terk edip, "felsefespri" diyerek kokumu değiştirdim.
YanıtlaSilNe mutlu bana ki artık hep buradayım...
http://www.youtube.com/watch?v=QVxqPARsOsk&feature=related
YanıtlaSilPek guzeldi.tam da oglumu guc bela yataga yolladigim su an icin en dogru yazini okumus oldum.gidip ona sarilayim azcik konusayim,kokusunu icime cekeyim evet.
YanıtlaSilOperim...