Çok fena kararlar aldım:) Yankı Yazgan okumaktan kendimi tedavi etmeliyim diye düşünerek saçlarımı azad edip gözümü eve diktim:) Boş vakit buldukça da çalışmalar yaptım. Eskiciyimdir ben biraz. Kolay vazgeçemem hayatımdaki eşyalardan, kıyafetlerden. İlk adım olarak hafta içerisinde birkaç poşet dolusu kıyafeti önce dolaptan, sonra odadan sonra da evden çıkartmayı başardım. Eşim onları sırayla dolaba yerleştireceğimi idda etse de bu defa başardım.
Ev ile oynamaya bayılıyorum. Eskisi kadar vakit bulamasam da bulduğum her fırsatta birşeylerin yerini değiştiririm (dim). 1+1 evde başlayan birlikteliğimizde oda sayısı büyüdükçe eşyalar da arttı. Ferah evleri severim. Hani perdeleri kapatmak için koltukların tepesinden zıplamak zorunda kalmayacağınız türden. Veee sonunda günlerdir çizimlerle ölçülerle planladığım şeyin ilk adımını attım.
Solonda bulunan ve yılda 1 defa kullanılan yemek masası ve sandalyeleri gidiyor. Ne acayip bir milletiz biz. Bardağını sergileyen başka kim vardır ki? Salonda artık yemekle ilgili hiçbirşey olmayacak. Sadece gömüldüğümüz ve ikilisi bana, üçlüsü eşime teklinin ucuna ilave edilen puf da İda'ya aitti. O koltuklar şimdi kahverengi döşenecek ve kırlantleri de turkuaz:)
Oturma odamız yok bizim. 3 odalı bir eve 3 kişi sığamadık. Calışma odasındaki kitaplıklar yeterli değildi. Salona çizdirdiğim tv dolabı çalışma odasını da rahatlatmış olacak. En azından dergi ve cd için yer açmış olacağım. Vazgeçemediğim ve geçmeyi hiç düşünmediğim kocaaaman sehpa ise elektrikli zımpara ile bu hafta zımparalanıp bulaşık süngeri yardımı ile venge veya fındık (rengi tv dolabına göre seçeceğim) boyanacak. (7 göbek mobilyacı bir aileden geldiğimden becerebilirim diye düşünüyorum)
Hurçlanan kazaklar pazar günü baza içindeki yerini alacak. Perdeler, tüller yıkanacak. İda'nın eline bile almadığı raflar dolusu peluş oyuncak kaldırılacak.
Ferah bir salon bizi bekliyor. Sanırım sadece döşeme ve tv dolabı masraf çıkartacak. Bir de şu hayalimdeki gibi bir duvarı komple yere kadar cam olan salona kavuşmuş olsaydım harika olurdu ama neyse:) Lamba merakımdan kaynaklı evin orasında burasında bulunan ayaklı lambalara da bir iyilik düşünüyorum. Bazılarının üzerine kumaşlar kaplanıp renk değişikliği yapılacak ama onlar sonra:)
Eminim bir altta yazdığım halimden de kurtaracak bu uğraş.
Ev ile oynamaya bayılıyorum. Eskisi kadar vakit bulamasam da bulduğum her fırsatta birşeylerin yerini değiştiririm (dim). 1+1 evde başlayan birlikteliğimizde oda sayısı büyüdükçe eşyalar da arttı. Ferah evleri severim. Hani perdeleri kapatmak için koltukların tepesinden zıplamak zorunda kalmayacağınız türden. Veee sonunda günlerdir çizimlerle ölçülerle planladığım şeyin ilk adımını attım.
Solonda bulunan ve yılda 1 defa kullanılan yemek masası ve sandalyeleri gidiyor. Ne acayip bir milletiz biz. Bardağını sergileyen başka kim vardır ki? Salonda artık yemekle ilgili hiçbirşey olmayacak. Sadece gömüldüğümüz ve ikilisi bana, üçlüsü eşime teklinin ucuna ilave edilen puf da İda'ya aitti. O koltuklar şimdi kahverengi döşenecek ve kırlantleri de turkuaz:)
Oturma odamız yok bizim. 3 odalı bir eve 3 kişi sığamadık. Calışma odasındaki kitaplıklar yeterli değildi. Salona çizdirdiğim tv dolabı çalışma odasını da rahatlatmış olacak. En azından dergi ve cd için yer açmış olacağım. Vazgeçemediğim ve geçmeyi hiç düşünmediğim kocaaaman sehpa ise elektrikli zımpara ile bu hafta zımparalanıp bulaşık süngeri yardımı ile venge veya fındık (rengi tv dolabına göre seçeceğim) boyanacak. (7 göbek mobilyacı bir aileden geldiğimden becerebilirim diye düşünüyorum)
Hurçlanan kazaklar pazar günü baza içindeki yerini alacak. Perdeler, tüller yıkanacak. İda'nın eline bile almadığı raflar dolusu peluş oyuncak kaldırılacak.
Ferah bir salon bizi bekliyor. Sanırım sadece döşeme ve tv dolabı masraf çıkartacak. Bir de şu hayalimdeki gibi bir duvarı komple yere kadar cam olan salona kavuşmuş olsaydım harika olurdu ama neyse:) Lamba merakımdan kaynaklı evin orasında burasında bulunan ayaklı lambalara da bir iyilik düşünüyorum. Bazılarının üzerine kumaşlar kaplanıp renk değişikliği yapılacak ama onlar sonra:)
Eminim bir altta yazdığım halimden de kurtaracak bu uğraş.
Not: Eve geldiğimde İda uyumamıştı. Biraz olsun vakit geçirebildim. "Oğlum uyuma göremiyorum seni, biraz seveyim, öpeyim, koklayayım" dedim. "Anne ben uyurken sev bak şöyllee dönerim sana yüzümü" dedi ve uyudu. Ama olsun doya doya öptüm kokladım ya mutluyum bugün. Evimiz yeni simasına bürününce yine mutlu olurum. (Evle ilgili mutluluk yapay sevinç gibi gelmesin size planlarken bile heyecan vericiydi. Hem saçlarım da kısacık olmayacak)
Eşimin Yorumu: Ne gerek varsa para harcamaya üçlü koltukla ikilinin yerini değiştiririz yetmez mi:))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Siz ne dersiniz?