Garip ötesi günler yaşıyorum. Suçu üzerimden atmak niyetinde değilim. Yok yalan söyledim aslında niyetim bu ama kime atayım bilmiyorum. Sinirliyim, mutsuzum, yorgunum. Üç maddede kalmasına da sevindim ne yalan söyleyeyim. Aslına bakarsanız bir yığın olumsuzluk çıkarmış gibi bünyemden ama sevdindim ümit var.
Nereden başlamalı bilmiyorum. Oğlumu göremeyişimden mi, göremeyişimle birlikte masaya yatırdığım anneliğimden mi:( Eve geldiğimde uyumuş buluyorum bir haftadır. Uyurken seviyorum. Tepkilerine konuşmalarına tanık olamadan.
Sabah yataktan ya sürünerek çıkıp ne bulsam giyiniyorum ya da -yok bu olmadı, şu daha iyi sanki- diye diye kıyafet deniyorum. Her iki halime de şaşırıp koca bir kupa çay içmeden kendime gelemiyorum. Artık öğrendi insanlar çayımı içmeden, bankaların hesaplarını çıkartıp önüme hazırlamadan kimseler yanıma gelmiyor, gelemiyor. Geçimsiz ihtiyarlara benzedim.
Durmadan karalıyorum. Küçük küçük halkalar çiziyorum (çok da çirkin görünüyor zaten) sonra o halkalar büyüyor büyüyor kağıtta yer kalmayınca çöpü boyluyor.
Halka çizmek kesmiyor yazmaya başlıyorum, yazarken yazarken ağlıyorum, ağlarken yakalanırsam diye çekinip salakça gülüyorum:(
Yazdıklarımı eve dönerken okuyor sonra "keşke konuşmak zorunda olmasak hep yazarak anlaşsak" diye geçiriyorum içimden.
Şeytan diyor ki git saçlarını kısacık kestir.
Çizim: Yankı Yazgan'a ait.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Siz ne dersiniz?