"Yurdum İnsanı" diye mailler gelir ya hergün aslında her biriniz bunların canlı şahidiyizdir.Birkaç gün sonra bakıp, düşündüğümde epeyce güldüğüm türden şeyler yaşıyorum aslında. Bazen "ne işim var ya benim buralarda" dediğim anlar olmuyor dersem yalan olur.
Bugün bir örneğini yaşadım. Adamlar yapmış değil mi emniyet kemerini takmayınca bir süre hareket edersin ve sinyal duyarsın. Nedir o sinyalin anlamı; "kemerini takmaktan çok hoşlandığını biliyorum aslında, belki işin aceleydi ondan unuttun ama takıver de susayım" demek için öter de öter. benim canımmm kardeşim bugün gitmiş ve emniyet kemerinin ucundaki o aparattan almış. Arabaya bindiğimde görür görmez güleyim mi ağlayayım mı bilemedim. "Ne bu" dedim, "emniyet kemeri işte, ötmesin diye aldım" bari 1 tane alsaydın ben kemerimi zaten kullanıyorum" "eee herkes sen gibi uyuz mu"
El freninin altında bir boşluk vardır hani ne bileyim telefon filan koyarsınız defalarca kardeşimi oraya beyaz peynir koymuş olarak yakalamışımdır. Beyaz peynir olayda son noktaydı. Çereze filan alışkındım da beyaz peynir bu yani... Sebebini sorduğumda "annemeee derseeen karışmam rakının yanında iyi gidiyor" "Arabada mı rakı ve peynir" "heee ne var ki bunda barda pavyonda içmiyoruz ya temiz temiz içiyoruz bazen" (benim teorim hastanede karıştı bu çocuk kesin)
TC de yaşamaya uygun olarak dizayn edilmemişim. Üst geçit yoksa kırmızı ışık yanana kadar bekler yaya geçidinin orta yerinde bir arabayla burun buruna gelir "baksana yayalara yanıyor" el kol işaretleriyle derdimi anlatmaya çalışırken "ohh sağ salim kavuştum eve" diye koşar adım girerim eve.
Toplutaşım araçlarından nefret ederim. Bunun da şımarıklıklıkla ilgisi yoktur. Koku konusunda takıntı, hatta takıntı üstü bir durumum var ki ev-iş arası 2 araçlık mesafe yazın benim açımdan 4'e kadar çıkabilir. Pazartasi sabahı bir insanın ahır kokusunu nasıl yayabildiğini hala çözebilmiş değilim. Bir anda açılan kapıdan kendimi dışarı atıp epeyce hava alıp tekrar araca bindiğim çok olmuştur. (Kemer takmasa da kardeşimle gitmek koku açısından avantajlı en azından)
Yurdum insanı manzaralarından biri de benim açımdan şuydu; (anlattım mı bilmiyorum)
İnanılmaz güzellikte resimlerden oluşan bir mail, bakarken dalıp dalıp gittiğim. "Arkadaşlarrr bakar mısınız şuraların güzelliğine kuğulara, manzaraya " diye heyecanla, hayalle anlatan bir ben ve şöyle bir yanıtla irkilen halim.
"Kuğulara bakkkkk bulgur pilavının üstündeee de nee olurr amaa"
Aslında bugün kaldırılmasa binamızın toplantı çağrısını resimleyecektim ama geç kaldım:)
Aklımda kalan birkaç örnek;
- Parkta yürüyüş yapan bir amcanın yürürken tesbih çekmesi:)) Üstelikte tempolu yürüyor yani.
- Topluklu terlikle spor aletleri üzerinde kıvrılan bayanlar. (Artık makinayla gezeceğim)
En çok güldüğüm olaylardan biri de Köylü Kızı kıyafetiyle kına gecesi yapmaktır. Gelin hanım kuaföre gitmiştir şıkır şıkır da bir gece kıyafeti almıştır saçlar o biçim yapılmıştır makyaj deseniz yine öyle ama olayın bir aşamasında gider ve "bindallı" giyinip gelir. Üzerine simler serpiştirilmiş topuz saçları ve abiye ayakkabıları arasında üstelik.
Bir anım da hala kızımla umarım okumaz:) Ona mayo bakıyoruz. Bir mayonun tam göğüs bölümünde iki minik cep;
Hala kızım : "Mayoda cep neye yarar ki?"
Ben;
"Sigaranı koyarsın anahtarını koyarsın" (eee aklım fikrim sigarada inandırıcı da söyledim hem) bi süre şaşkın sonra
"evet ya cüzdan da konulabilir insanın aklı hep çantasında kalıyor" :)))))) Unutkanlığı ile meşhurdur hala kızım ve bir heyecanla "bugün nolduu biliyo musunuz çok güldüükk" diye başlar herkes aynı anda bakar, bekler aradan biri "eee noldu?" "unuttum ya çok da gülmüştük aslında, tüüh unutmasaydımm komikti, ....güldük...çok güldük...neydi ki ya... neye gülmüştük ki":)))
Not:Resim internetten alıntı
http://www.geyikoloji.com/komik_resim/turkiye_resimleri_3/dikkat_depebilir_639.html
YanıtlaSil"SAYIN MÜŞTERİLER HAYVANLARI YAZIN DEĞİRMENİN ÖBÜR YANNA BAĞLIYALIM TURİS ÇOCUKLARI GELİYOR DEPEBİLİR"
:) var mı ötesi
Yazdiklarini okuduktan sonra hissetiklerimi anlatmaya kelime bulamiyorum.
YanıtlaSilRaki beyaz peynir de reastele cinayete tesebbus resmen.
Kelime bulamadıklarınızla burun buruna yaşıyorum:)
YanıtlaSilAdım asabiye çıktı sürekli uyarmak, sürekli eleşirmekten.
Bence çok matrak bir durum:))
YanıtlaSilBazen evet ama genel olarak yıpratıcı :)
YanıtlaSilBen de yabacisi degilim bunlarim. Yasadim, kavga ettim, ara ara hala yasarim. En buyuk kavgami sehirlerarasi otobulerde saatlerce arabesk sarki dinlememek icin vermistim. Bir gun olsun hic kimse de destek cikmamisti bana. Korkardim bir gun bi dag basinda butun otobus bir olup beni dove dove otobusten atacaklar sonra da oyle o dag basinda gecenin bi vakti birakacaklar diye...
YanıtlaSilArabesk müzik yüzünden ben de şehir içi hat dolmuşlarında tartıştım. Büyükşehir belediyesinin şikayet hattını aradım (kimi kime şikayet edeceksem diye) numaramı istediler ihtimal bile vermedim ilgileneceklerine 10 gün sonra o durağın başkanıymış aradı filanca plakalı araçtan şikayetçiymişsiniz ceza uygulandı dedi inanamadım nerden bileceğim uygulandığını belgelerini fakslayın dedim:) adam kesilen makbuzu fakslamıştı.
YanıtlaSilaslında güler misin ağlar mısın hallerinden biridir bu toplumsal refleks(sizlik). Sürü bilinçli olmak mı denir bilmiyorum. sessiz kalmaya sessiz kalarak eşlik etmek veya hep bir ağızdan görültü etmek. Başkaca hiç mi rahatsız olan yoktur o müzikten, nasıl biri mücadele ederken susup bakabilirler aklım almaz.
YanıtlaSil