Kaç Maymun?

İlerlemenin koşullarından biri belki dün'e bakmak. Baktığımız andaki ruh halimizi saymazsak tabi. "Keşke" ile değil "iyi ki " ile bakabildiğimizde sorun yok. Acaba hangisi çok? Keşke mi, iyi ki mi? Bir de alternatifi olmasa bile kaçamak yapabilmemize olanak veren "bilmiyorum" var.

Oturup yazmaya kalkışsak ve her gün üzerine eklesek hangisi çok olur acaba? Bunları yazıyorken henüz böyle bir listem olmadığı için yanıtım yok:)

Kendimle dalga geçmeye başlayalı beri tuhaf bir şekilde huzurluyum. Hayatı, dünü, bugünü, yarını takmıyor muyum derseniz? Tam tersi hiç bu kadar çok takmamıştım. Ama neden bilmiyorum bir yanımda sek sek oynayan bir çocuk var ki ne yoruluyor ne de eve giriyor. Başının üzerinde bulutlar, yıldızlar zıplayıp duruyor. Sadece oynamak istiyor. Teslimim ona. "Hadi oynayalım be, anasını satayım" diyorum....O söylüyor ben yapıyorum, o belirliyor ben uyuyorum kurallara. Mekan yok, zaman yok, yetişmek, geç kalmak yok.

Kucağınıza bir şeyi alıp bir yerden başka bir yere taşımak zorunda olduğunuzu var sayın. İlk aldığınız anda ağırlığı çok fazla hissetmezsiniz. Hatta hafif bile gelir. Hızla yola çıkarsınız yerine bırakmaktır derdiniz taşıdığınız yükü. Sonra yavaşlar adımlarınız, kollarınız sızlamaya başlar inceden sanki olduğundan daha uzun görünür, sık sık mola verirsiniz. Her mola ardından sanki gizli bir el üzerine biraz daha eklemiştir. Atamazsınız, azaltamazsınız taşımak zorundasınız.

Elimdekini bir yere bırakıp dinlenme molası verdiğimden beri çok uzun zaman geçmiş, geç kalmışım belki bayatlamış yüküm biraz daha beklersem taşıyamayacağım kadar yabancılaşmışım belki......Belki de yükün ta kendisiyim...

Belki.......belki.....belki işte.

Dün, bugün, yarın hangisi için hızlı olmalıyım bilmiyorum. Belki hızla geçen zamana durarak yanıt vermek hız. Saçlarımı dağıta dağıta yanıbaşımdan rüzgar gibi geçen zamana!!!

Not: Kötü değilim. Biraz fazla gel-gitli günler ve yorgunluk o kadar..3 maymun hala 3 mü?
Resim : Kandinsky