Söze nasıl başlanır bilmiyorum. İnsan bir eksiği bunca eksik sözcükle nasıl açıklar bilmiyorum. Düğümleniyor boğazıma adın. Sorsan konuşamayacağım...
Omzunu özlüyorum, bir de gözlerini. Başımı her kaldırışımda içinde kaybolduğum gözlerini. Yokluğuna açılan her kapıdan süzülüp yok oluyorum.
Bilmiyor, görmüyorsun. Belki de görüyorsun. Belki de gözlerim senin gözlerin, birlikte görüyoruz.
Korkuyorum 'bir gün' büsbütün gidersin diye.
Ne zaman pencerenin kenarına başımı yaslayıp seni düşünsem belli belirsiz el sallıyorsun karanlıkta. Sonra kayboluyorsun, sonra kayboluyorum. Herşey anlamını yitiriyor. Bir fiskede devrilen domino taşlarına benziyor benliğim. Ard arda, binlerce kez yok oluyorum. Biliyorum hayalsin, biliyorum olmadın ve hiç olmayacaksın ama söz dinlemiyor ellerim. Bir el bir başka ele böyle delice sevdalanır mı hiç?
Her seferinde uyuyakalmış yanımla mı seviyorum seni bilmiyorum. Sabaha yine uzun uzun trenlerle yok olup gideceksin. Uzun bir ayrılıkla seni bekleyeceğim.
Karanlığı lime lime edeceğim.Sana çıkacaksa eğer yollar bu kenti boydan boya adımlayacağım....
Görsel :Zdzislaw Beksinski
Adressiz mektup yazmak zordur Ebru. Gece zifiri zindandır, sen denizin sütünde, mavnadan farksız bir demir yığınında, soğukta sigaranı tüttürürsün. dumanı nefesine karışır. Kpüren suyun beyazı yırtarken geceyi,zihninde bir çığlık patlar, o da seni yırtar. Sayfalar dolusu yazarsın. Soluklanmak için kafanı kaldırırsın, karşı kıyının ışıkları gözünü alır, rüzgar çıkar, denize düşer hepsi. Benim son mektup öyle oldu. Denize düştü.
YanıtlaSiladresi yok ama gidebileceği yeri çok hak eden bir mektup...tşkler
YanıtlaSilİnsan bir eksiği bunca eksik sözcükle nasıl açıklar bilmiyorum....
YanıtlaSilinsan eksik, evren eksik, sözcük eksik..noolacak bu halimiz, işte bu yüzden susmak galiba en iyisi
Yoldaş çok doğru zor. Bir hayale yazmak ama hayalle gerçeğin ayrımını kaçırmak da çok zor.
YanıtlaSilEkrem çok teşekkür ederim. Güzel sözlerin için.
YanıtlaSilGugukcuğum yazma diyosan yazmam bak susarım:)
YanıtlaSilsenin şu şarkıların yok mu, beni mahvediyor..çoğunu sende görüp facede paylaşıyorum..duygusal kişiklerimizden kaynaklanıyor galiba..
YanıtlaSilbu arada sen bi ankaraya gel yazmışsın..neden?
"kaybolma adressiz mektuplar gibi" der şarkı. düştüğüm en güzel akıllardansın can. ve ben de orada kalmaya niyetli...
YanıtlaSilÖz'üm geldin görüşemeden gittik:) tedavilerden ilaçlara aynı şeyler:) yaşadıklarımız
YanıtlaSilSen de öylesin Nil canım biliyorsun. Ve hep öyle kalacaksın.
YanıtlaSil"aklına düşürenlerden" ve her parçanı biryerlerden toplamaya çalışanlardan biri de
YanıtlaSilAdressiz mektuplar türkülerin kanatlarında uçar çoğunlukla...
Türküler ölse de, mektuplar uçurtmaya dönüşür mavi boşluklarda.
Mektuplar uçar; "Türkü"ler alkole evrilir anılarda.
Anılar sarhoştur.
Anılar konuşur; şiirsel melodik ton ağır basar, anlamı olmasa da
"Sabaha yine uzun uzun trenlerle yok olup gidilen" yol ya özgürlüğe ya sevdaya çıkardı şiirlerde.
Bu öyle olmadı, Nurettin Rençber’in “Türkü”sünde “kapanmayan yaraya” çıktı.
“Kapanmayan yaradan” kan çıkar da, “ağlamayan yar”in gözlerindeki yaş keskin sirkeye dönüşmez mi?
“ağlasın yar”. Bedenden çıkacak göz yaşı olsun kan değil.
Yürekte birikmiş olan hasret pasını başka hangi sıvı silebilir ki.
Ebru Ba(l)cı hipnotize etmeye devam ediyorsun tüm gücünle.
kalemine sağlık çok hoş.bu aralar okumadayım sadece bir ce diyip kaçıyorum.ama kayıtsız kalamadım bu yazıya.mutlu ve aydınlık günler seninle olsun.tabi sağlık, sağlık sağlık...hepimize..
YanıtlaSilyav kadın, amma alıngansın ve de başkalarının sözünü dinlemeye meraklısın, ben kendim susucam, sen de inadına konuş.
YanıtlaSilharika bir mektup...Yine harika cümleler
YanıtlaSilMektubu alan cok sansli...Duygular konusmus yine sende.
YanıtlaSilBazen geç kalınca yanıt susuyorum. Diyecek bir şey bulamıyorum beğenmenize sevindim. Bu tür yazıların bazen bir yeri adresi hedefi olmuyor öylece yazıyorum. Ama seviyorum da.
YanıtlaSil