Sayfalar

19.10.2011

Doğrudur yıldırımın düştüğü,
yağdığı yağmurun,
bulutların rüzgarla sökün ettiği.
Ama savaş öyle değil,
savaş rüzgarla gelmez;
Onu bulup getiren insanlardır.
Duman tüten topraktan bahar boyunca,
dökülüp yükselir birden gökyüzü.
Ama barış ağaç değil,
ot değil ki yeşersin:
Sen istersen olur barış,
istersen çiçeklenir.

Bertolt BRECHT
 
Ateş düştüğü yeri yakıyor. Çok üzgünüm. 

21 yorum:

  1. bu güne cuk oturmuş bu şiir.allah ailelerine sabır versin bu durumda vatan sağolsun demek bana yavan geliyor.kızan kızsın umrumda bile değil doğur büyüt askere yolla sonra vatan sağolsun.

    YanıtlaSil
  2. barış dilekleri için artık zaman geçti, tren kaçtı artık yürekle hareket edilecek zaman geçti, aklı kullanmanın zamanıdır zaman. yıllardır bunu diledik.....sonuç işte ortada bazen de zamanı geldiğinde dur demek gerekir etkili ve görünür bir şekilde .adını koyalım artık: savaş bu savaş, savaşır gibi savaşalım.....oyun oynamayalım. ben barış ümitlerimi yitirdim.

    YanıtlaSil
  3. Allah sabır versin... Nasıl dayanır bu acıya analarımızın yüreği...

    YanıtlaSil
  4. ebrucum, evet bu tam da bu şiir, bu, anlatıyor durumu...

    YanıtlaSil
  5. sabahtan beri aklımda :(( şiir gerçekten çok güzelmiş ebrucum...

    YanıtlaSil
  6. Allah sabır versin ailelerine sözün bittiği yerdeyiz yine malesefki:((

    YanıtlaSil
  7. "Otların Görkemli, Çiçeklerin mağrur olduğu zamanı çok gerilerde bıraktık
    Yas Tutmak Yok. Çünkü biz, anılarımızla güçlüyüz artık"

    YanıtlaSil
  8. canim $iir cok guzel anlatiyor gercekten...soylencek bir$ey bulamiyorum artik..dedigin gibi ate$ du$tugu yeri yakarmi$...allah sabir versin ailelerine..:((

    YanıtlaSil
  9. Gerçekten denilecek şeyler tükendi.

    Birkaç veri göndereceğim aşağıya ve barışa olan inancımı yitirmediğimi belirtmek isterim.

    Vietnam’a silahlı Amerikan müdahalesi 1963’te başladı. ABD başkanı Lyndon B. Johson, Kuzey Vietnam’ı ilk bombalama emrini o yılın Ağustosunda verdi. Altı ay sonra, “Gök Gürlemesi” harekâtı –Kuzey Vietnam’ın bombalanması– başladı. Tek başına bu harekâtta, Vietnam’a, İkinci Dünya Savaşı sırasında atılan tüm bombalardan daha fazla bomba atıldı. Bu, Vietnam’daki her bir erkek, kadın ve çocuğun başına yaklaşık 150 kilo bombanın düşmesi demekti. Bu savaşta iki milyon Vietnamlı ve 50.000’den fazla Amerikan askeri ölecekti. Kimyasal silahlar, ülke yüzeyindeki bitki örtüsünün %10’unu tahrip edecekti.

    Vietnam’daki Amerikan askerlerinin sayısı 1963’te 23.300 iken 1966’ta 184.000’e çıkartıldı. Ocak 1969’da Vietnam’daki Amerikan askerlerinin toplam sayısı en yüksek değerine, 542.000’e ulaştı. Buna rağmen ABD ordusu başarılı olamadı.

    Lyndon B. Johnson’un 1963’te işbaşına geçmesinin hemen ardından düzenlenen bir ankette, Amerikalıların %80’inden fazlası ona güvendiklerini ifade etmişlerdi. (Bush da bu aralar ABD’de aynı destek oranına sahip). Bu destek 1967’ye gelindiğinde %40’a, Tet Saldırısı sonrasında ise %30’a düşmüştü. Johnson’ın savaşı yürütme tarzını onaylayanlarsa sadece %26’ydı.

    Hoşnutsuzluğun çok yüksek olması gerçeğinin yanı sıra, en eleştirel tavır alanların hangi gruplar olduğunu incelemek ilgi çekicidir. 1971’de yapılan bir anket, üniversite mezunu Amerikalıların %60’ının Amerika’nın Vietnam’dan çekilmesinden yana olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte lise mezunlarının %75’i, ilkokul mezunlarının ise %80’i çekilmeyi desteklemiştir.

    YanıtlaSil
  10. İki büyük savaş karşıtı örgüt tarafından, moratoryum günleri denilen bir dizi eylem düzenlendi. Bu günlerin en geniş katılımlısı 15 Ekim 1969’da gerçekleştirilmişti. Tahminen 5 milyondan fazla insan katılmıştı. Gösteriler, oturma eylemleri, ders bırakma eylemleri ve diğer örgütlü eylemler yapıldı. Bazı eylemler küçüktü; mum yakmalar, farları açık bırakmalar. New York’ta belediye başkanı bir günlük yas ilan etti ve bayrakların yarıya indirilmesini emretti. Vietnam’daki askerler siyah bantlar takarak katıldılar bu eylemlere.

    En büyük gösteriler 24 Nisan 1971’de gerçekleştirildi. San Francisco’da 300 bin, Washington’da ise 500 bin ilâ 750 bin arasında insan bir araya geldi. Bunlar belki de ABD tarihi boyunca gerçekleşmiş en büyük politik gösterilerdi.
    --------------

    YanıtlaSil
  11. “Acıların kelimelerle ifade edilemediği anları yaşıyoruz…”

    YanıtlaSil
  12. Bülbül gibi dilim olsa ne fayda...

    Yıllar önce Yılmaz Güney'in Duvar filmini izlerken ezberlemiştim bu türküyü:

    Gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün
    Dünya kadar malın olsa ne fayda
    Söyleyen dillerin söylemez olur
    Bülbül gibi dilin olsa ne fayda

    Sen söylersin söz içinde sözün var
    Çalarsın çırparsın oğlun kızın var
    Bu dünyada üç beş arşın bezin var
    Tüm bedesten senin olsa ne fayda

    Söylersin de sen sözünden şaşmazsın
    Haramını helalini seçmezsin
    Tükenir kepeğin su da içmezsin
    Akan çaylar senin olsa ne fayda

    Kul Himmet Üstadım gelse otursa
    Hakk'ın kelamını dile getirse
    Dünya benim deyi zapta geçirse
    Karun kadar malın olsa ne fayda

    YanıtlaSil
  13. ../

    Sizsiniz uluslar, kaderi dünyanın.
    Bilin kuvvetinizi.
    Bir tabiat kanunu değildir savaş,
    Barışsa bir armağan gibi verilmez
    insana;
    Savaşa karşı
    Barış için
    Katillerin önüne dikilmek gerek,
    " Hayır yaşayacağız!" demek.
    İndirin yumruğunuzu suratlarına!
    Böylece mümkün olacak savaşı önlemek.

    Onlar demir çeliği elinde tutan birkaç
    kişidir,
    Yoktur karabasandan bir çıkarları
    Dünyaya bakıp "ne küçük" derler,
    Bir şeylerle yetinmezler acunda,
    Para hesap eder gibi hesaplıyorlar
    bizi,
    Savaş da bu hesabın ucunda.
    Ürkmeyin tutmuşlar diye suyun başını:
    Korkunç oyunları, davranın, bitsin.

    Söz konusu olan çocuğundur, ana:
    Koru onu, dikil karşılarına,
    Biz milyonlarca kişi
    Savaşı yener miyiz?
    Bunu sen bileceksin.
    Bunu biz bilecek, biz seçeceğiz.
    Bir de düşün "Yok!" dediğini;
    Düşün ki savaş geçmişin malı
    ve barış taşıyor gelecekten.

    YanıtlaSil
  14. Şiirin tamamı şu şekilde sanırım:

    "doğrudur yıldırımın düştüğü, yağdığı
    yağmurun,
    bulutların rüzgarla sökün ettiği.
    ama savaş öyle değil, savaş rüzgarla
    gelmez;
    onu bulup getiren insanlardır.
    duman tüten topraktan bahar boyunca,
    dökülüp yükselir birden gökyüzü.
    ama barış ağaç değil, ot değil ki
    yeşersin:
    sen istersen olur barış, istersen
    çiçeklenir.

    sizsiniz uluslar, kaderi dünyanın.
    bilin kuvvetinizi.
    bir tabiat kanunu değildir savaş,
    barışsa bir armağan gibi verilmez
    insana:
    savaşa karşı
    barış için
    katillerin önüne dikilmek gerek,
    "hayır yaşayacağız!" demek.
    indirin yumruğunuzu suratlarına!
    böylece mümkün olacak savaşı önlemek.

    onlar demir çeliği elinde tutan birkaç
    kişidir,
    yoktur karabasandan bir çıkarları
    dünyaya bakıp "ne küçük" derler,
    bir şeylerle yetinmezler ucunda,
    para hesap eder gibi hesaplıyorlar
    bizi,
    savaş da bu hesabın ucunda.
    ürkmeyin tutmuşlar diye suyun başını:
    korkunç oyunları, davranın, bitsin.

    söz konusu olan çocuğundur, ana:
    koru onu, dikil karşılarına,
    biz milyonlarca kişi
    savaşı yener miyiz?
    bunu sen bileceksin.
    bunu biz bilecek, biz seçeceğiz.
    bir de düşün "yok!" dediğini:
    düşün ki savaş geçmişin malı
    ve barış taşıyor gelecekten.

    ÇAĞRI
    Çev: Attilâ TOKATLI

    Çeviri pek iyi değil gibi ilk anda ama ( bu bölümde ukelalık yapıyorum, sorsalar topaç bile çeviremem halbuki) Brecht'in tarzını düşününce (tiyatro için yazdığını v.b.) ve de Attila Bey'in referanslarını ( http://tr.wikipedia.org/wiki/Atilla_Tokatl%C4%B1 ) görünce "iyidir iyi" dedim kendi kendime..Böyle de yanar dönerim :)

    YanıtlaSil
  15. Ebrucum Konu ile ilgili olarak facebookta bir etkinlik başlattık blogumda ayrıntıları bulabilirsin katılırsan sevinirim..
    Başımız Sağolsun :(

    YanıtlaSil
  16. Ateş düştükçe büyüyor Ebru , artık düştüğü değil bu bayrağa inanmış herkesi yakıyor..Ateş hepimize düştü ...

    YanıtlaSil
  17. Kendi bayrağımın altında, kendi ülkemde, kendi topraklarımda normal yaşayan biri olarak beni/bizi utanca boğan, tazecik fidanlarımızı hoyratça koparıp yürekleri yangın yerine çeviren eli kanlı hainlere...Sizin de kendi utancınıza, rezilliğinize boğulacağınız, hesapların en kes(k)inini vereceğiniz gün gelecek elbet...

    YanıtlaSil
  18. oluyorlar
    oluyoruz
    olduruluyoruz

    ..

    ve, van ..
    ben artik tasiyamiyorum ..

    YanıtlaSil
  19. paylaşım ve yorumlar harika...bende nazım hikmetin bir şiirini paylaşayım:
    Büyük insanlık gemide güverte yolcusu
    trende üçüncü mevki
    şosede yayan
    büyük insanlık.

    ... Büyük insanlık sekizinde işe gider
    yirmisinde evlenir
    kırkında ölür
    büyük insanlık.

    Ekmek büyük insanlıktan başka herkese yeter
    pirinç de öyle
    şeker de öyle
    kumaş da öyle
    kitap da öyle
    büyük insanlıktan başka herkese yeter.

    Büyük insanlığın toprağında gölge yok
    sokağında fener
    penceresinde cam
    ama umudu var büyük insanlığın
    umutsuz yaşanmıyor.!

    YanıtlaSil
  20. meger benim gibi dusunen bir kisi daha varmis ne guzel...

    YanıtlaSil

Siz ne dersiniz?