Yine bir kadın ve mektuplarından. Hayran olduğum diğer kadın Rosa. Çok kısa bir süre sonra mektuplarını bizzat kendim yazarak yayınlayacağım.
“1890’da Zürih’te karşılaştıklarında Jocighes 23, Luxemburg 20 yaşındaydı. Çok güzel değildi, ama kadınlığıyla, gücüyle, aklıyla erkekleri kendisine hayran bırakan bir kişilikti Luxemburg. Orantısız denecek kadar geniş gövdesi, kısacık çocuksu bacakları görünümünü bozuyorsa da, kendi kendisiyle alay etme yeteneği sevimliliğini bir kat daha arttırıyordu. Gür, parlak kahverengi saçların altında pırıl pırıl parlayan kara gözleri ve tutkulu mizacıyla kadın-erkek tanıştığı herkesi kendine bağlıyordu. Jocighes’i görür görmez âşık oldu. İçin için yanan hayal gücü ve kendini beğenmiş hâliyle bir Dostoyevski kahramanına benziyordu Jocighes. Zaman, bu ilk izlenimi yıpratmadı. Yaşamı boyunca Jocighes, Luxemburg’a kafaca meydan okuyan ve cinsellik yönünden onu avucunun içinde tutabilen tek erkek olarak kaldı. Jocighes onda hem kafaca hem de bedence aç bir kadın buldu. Her ikisine de cevap verebilmek hoşuna gitti, bir egemenlik duygusu tattırdı Jocighes’e.”
Luxemburg (Jocighes’e sevimli oğlan çocukları için kullanılan “dyodyo” kelimesiyle hitap ediyor.
“Dyodyo! Hiç bitmeyecek mi bütün bunlar? Sabrım tükenmeye başladı; işlerden değil, senin yüzünden! Neden buraya gelmedin ki! O tatlı dudaklarından bir öpebilseydim, bütün bu işler vız gelirdi bana. Bebeğim, bugün, Warskilerde bildiriyi tartışırken, tam orta yerinde, öyle bir ezildi ki ruhum, seni öylesine özledim ki, az kalsın çığlık çığlığa bağıracaktım. Korkarım o dostumuz şeytan - hani o Cenevre'deki, Bern'deki - bu gecelerden birinde yine kanıma girecek ve beni doğruca Doğu Garı'na, Dyodyo'ya, benim Dyodyo'ma, Çuçya'ma, benim biricik dünyama, beni kendi hayatıma geri gönderiverecek!
”Oyalanmak için, sana geldiğimi düşlüyorum, Warskilerle vedalaşıyorum; düdük sesi, tren hareket ediyor ve yoldayım! Tanrım, sanki bu Alp dağlarını bizi birbirimizden ayırmak için aramıza dikmişler! Dyodyo, tren Zürih garına girdiğinde, sen beni bekliyorsun. Kendimi güç bela trenden aşağı atıp, kalabalığın arasında beni beklediğin giriş kapısına koşuyorum. Ama sen orada öylece durmalısın, bana koşma, ben sana koşacağım!
“Hemen oracıkta öpüşmeyeceğiz ya da başka bir şey yapmayacağız, o zaman her şey bozulur, konuşmayacağız da. Hızlı hızlı eve yürüyeceğiz, arada bakışarak, nasıl bakışırız bilirsin, bir de gülümseyerek. Evde kanepeye oturup kucaklaşacağız ve ben hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlayacağım, şimdi yaptığım gibi.”
“Hemen oracıkta öpüşmeyeceğiz ya da başka bir şey yapmayacağız, o zaman her şey bozulur, konuşmayacağız da. Hızlı hızlı eve yürüyeceğiz, arada bakışarak, nasıl bakışırız bilirsin, bir de gülümseyerek. Evde kanepeye oturup kucaklaşacağız ve ben hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlayacağım, şimdi yaptığım gibi.”
“Mektubunun en çok neresini sevdim, biliyor musun? İkimizin de kişisel yaşamımızı örgütleyebilecek kadar genç ve yetenekli olduğumuzu söylediğin yeri. Ah, Dyodyo, altınım, bir de verdiğin sözleri tutabilsen! … İkimize ait küçücük bir kat, güzel eşyalarımız, kütüphanemiz, sakin ve düzenli bir çalışma biçimi, birlikte yürüyüşler, arada bir opera, arada yemeğe çağırabileceğimiz küçük, çok küçük bir dost çevresi, her yıl köylerde yaz tatili, bir ay, hiç çalışmadan! … Ve belki de küçük, küçücük bir bebek? Bunlara hiç izin verilmeyecek mi? Hiç mi? Dyodyo, biliyor musun, Tiergarten’de yürürken birdenbire aklıma ne geldi. Abartmıyorum! Birdenbire, üç-dört yaşlarında, sarışın, tertemiz giydirilmiş bir çocuk ayaklarıma dolanıverdi. Durmuş bana bakıyor. Al kaçır dedim kendi kendime; al eve götür, senin olsun. Ah, Dyodyo, benim de bir çocuğum olmayacak mı hiç?”
Bence EG sana bu sayfayı açtırmakla iyi etmiş; seviyorum paylaştıklarını okumayı...EG ye mi sana mı teşekkür etmeli bilemedim...Sevgilim demişti tam da bugünnnn.. Bizim gibi "Sizin gibi" insanlar kurtaracak .......
YanıtlaSildevamini bekliyorum
YanıtlaSilCirkin ama cazibeli ve akilli bir kadinmis...
YanıtlaSilhiç bilmiyordum bu yönünü... fotoğraflarımda kullanmak istiyorum bazı bölümlerini can, ne zaman olur bilmem ama şimdiden izin alayım :)
YanıtlaSilAlıntı olunca yanıt vermem ukalalıkmış gibi geldiğinden yanıt vermiyorum:)
YanıtlaSilYoksa dikkate almadığım düşünülmesin olur mu?
Eşim çok sıkı hayrandır Rosa'ya ben de öyle.
Nil canım istediğin an.Öptüm
Olsun, emek harcamış buraya yazmışsın yine de,zaten alıntımızın altına sahibini yazmayı ihmal etmiyoruz ama bize ulaştıranlar da aynı ilgiyi hakediyor sanırım :) sevgiyle..
YanıtlaSilTeşekkür ederim canımcım.
YanıtlaSilCrocuS EG ne güzel bir insan değil mi?
Aslıcığım kitabı alacağım bu hafta sonu umarım.
Didemciğim aynen dediğin gibi biri cidden.