Sayfalar

14.06.2012

Bu Sabah

'Anadolu’nun bir köyünde sakin bir akşam karı koca uyumak için yatağa girerler. Kadının gözüne bir türlü uyku girmez, çünkü o gece özeldir. O gece kocasını terk edecektir. Hem de sevgilisi ile köyden kaçarak...
Kocasının uyumasından bayağı bir zaman sonra pencerede beklediği taşın sesini duyar kadın. Ayakkabılarını giyip, önceden hazırladığı eşyalarını alıp bahçede bekleyen sevgilisinin yanına gider ve koşarak oradan kaçarlar. Koşarlarken kadının ayağını bir şey rahatsız eder, ayakkabısının içinde bir şey vardır ama kadın mecburdur koşmaya ayağını rahatsız eden şey için durma lüksü yoktur. Anadoludur burası.. Töredir, cinayettir geride bıraktıkları. Belli bir mesafe uzaklaştıktan sonra nefeslenmek için dururlar.

Kadın duraksamayı fırsat bilip nefes nefese der ki : "Evden çıktığımdan beri, ayakkabımın içinde bir şey var beni rahatsız ediyor, çıkartıp bakar.. O da ne? Ayakkabısının içinde bir tomar para!!!!! Kocası her şeyin farkında. Biliyor ki gidecek, "Beni terk edecek ama bunca yıl çorbasını içtim, çamaşırlarımı yıkadı, ütüledi. Bana emeği geçti.."

O Yoksul köylü; bütün parasını; başka bir adam için kendisini terk eden karısının, giderek kendinden uzaklaşan adımlarını attığı ayakkabısının içine koymuştur.
'



Bilmeyen yoktur o adamın kim olduğunu. Aşık Veysel. Bugün bir misafirim vardı. Birçok fotografta yan yana gördüğümüz diğer Veysel'in kızı. Zaman zaman gözümüz dolarak, zaman zaman gülümseyerek onlardan söz ettik. Tuhaf bir sabah. İçim bomboş. Canım bir şey yapmak istemiyor. Şikayet etmiyorum. Buraya aktardığım her ne var ise kafamda çözüme ulaşmışken yansır. Sustuklarım çözemediklerimdir. Galiba iyi geldi misafirim. Anımsadığımız hikaye iyi geldi. Halıları toplayıp yıkamaya vermişim hissi ne kadar da sanattan, edebiyattan uzak bir benzetme ama öyleyim. Biliyorum getirip yerleştirdiğimde ortalığa yayılacak ferah bir koku.

Bu sabah binanın girişinde durdum dışarıyı izledim. Genç bir kadın geldi 'yardım eder misiniz öğrenciyim ben' dedi. 'Neye yardım edeceğim yaşamana mı, ne istiyorsun para mı, iş mi' dedim garip baktı yüzüme. Elindeki poşeti işaret etti 'diş macunu satıyorum' dedi. Sesi titredi. 'Gel otur' dedim. oturttum girişte bir koltuğa. 'Girince merhaba ben macun satıyorum alır mısınız desen daha doğru olurdu sen dilenmiyorsun çalışıyorsun ve yaptığın işe sahip çıkmadan, inanmadan yapıyorsun' dedim. Ağlamaya başladı. Kahroldum. Hem elleri hem sesi titriyordu. kullanmayacağımı bile bile, sırf onu üzdüm diye macun aldım. Fırça da hediyeymiş. Teşekkür etti 'haklısınız dilenci gibi başladım söze' dedi. Yeni müşteriler buldum gülümsedi ve gitti. Ben de o da biliyorduk öğrenci olmadığını.
Güne iki ayrı insandan iki ayrı hikaye ile başladım. İçlerinde yer edinmeye çalışan yanımla. Birinde ağladım, diğerinde ağlattım. Biri çok derinlerde bir yere dokundu diğeri yaşam gerçeğine. Hangisi yaşama dairdi derseniz macun. Diş önemli. Ayağımıza kadar gelen hizmetler önemli. Hizmeti sunanlar kadar değilse de…
Ve insan önemli.......
Bazen para bazen iş bazen ilgi alaka bazen sadece huzur ister ama hepp isteriz değil mi? Bitmez istemelerimiz?

34 yorum:

  1. sanırım her iki hikayede de bir yer buldum kendime, gerçek huzuru buldukatn sonra dururdum diyorum istemezdim fazlasını, hayat sunarsa ne ala ,)

    ve bir önceki yazında yer alan L cohen.. o da başka toprakların başka bir dilin ozanıdır, hatta filozofudur bana sorarsan, arkadaşına yazılan mektuptaki şu sözlere ne demeli..

    "if you ever come by here, for jane or for me
    your enemy is sleeping, and his woman is free.

    yes, and thanks, for the trouble you took from her eyes
    i thought it was there for good so i never tried."

    YanıtlaSil
  2. Ağladığında,yüreğine gülümsemişsin,ağlattığında yüreği gülümsetmişsin.Arasındaki ince farkındalığa varabilecek kadar baktığında görebilen bir yürek olduğun için,halıları yıkatmaya vermenin ve gelince güzel kokusunun ruhunda yaratacaklarının,bir biçimde edebiyatla ilgisi olacaktır,diye düşünmekteyim.
    Ve değerli insan Aşık Veysel’in sazındaki ezgiler hep yüreğimizde olacaktır,sevgiyle kal Nehirİda…

    YanıtlaSil
  3. aşık veysel' in büyüklüğünü her sözünden, sazından çıkan her tınıdan anlıyoruz zaten. yaşadığı olay yine etkiledi öğle vakti.

    içinde bulunduğun ruh halini anlamakla kalmayıp, dahil oldum hissiyatlarına.

    o zaman halılar gelince daha güzel kokacak her yer, değil mi?

    YanıtlaSil
  4. ne güzel yazmışsın öyle.
    istekler hiç bitmez.

    YanıtlaSil
  5. Bugünün öyküleri varmış. Sıcak bunaltsa da ne gam !? Gün dolu geçmiş. :)

    YanıtlaSil
  6. duygusal olarak yoğun bir gün geçirmişsin galiba, yazın çok yoğun. bu da nedemekse! öyle hissettim işte.

    YanıtlaSil
  7. çokkk güzel iki hikaye. Aşık Veysel'in bir aşk ozanından ziyade felsefi bir yanı olduğunu düşünürüm hep ve bu gerçek olan yaşanmışlığı da beni alır götürür. senin hikayen de oyle oldu. iki ayrı konu ile beni aldınnnn götürdüüünn. hissiyat neyse, paylaştım onu. öperim güzel yüreğinden.. eşek seni.

    YanıtlaSil
  8. hayat da tam olarak bu aslında sanki..
    sanki..
    ne bileyim yaa
    öyle gibi..

    YanıtlaSil
  9. Dilenmeden birseyler satiyor. Bence utanmamali. Iceri alip yardim etmissin, senin gibi birisine rastlamis, sansli.

    YanıtlaSil
  10. offf off efkarlandim ben yine...
    insan olmak ne zor zanaat ;)

    YanıtlaSil
  11. Can sunsun tabi hak ediyorsun güzellikleri dilerim hep güzel şeyler sunsun hayat. Ve L.Cohen 1 haftamı aldı benden ve daha da almakta inanılmaz yazdığın da öpüyorum seni.

    YanıtlaSil
  12. Nehire çok üzüldüm devamında ama sanki sadece dışarı çıkmakla rolünü tamamlamış hali vardı ve kenardan uzatılan parayı alıp gidecekmiş oluşuna dayanamadım. Gencecik.
    Çok teşekkür ederim güzel sözlerine.

    YanıtlaSil
  13. Ah Cem ahh bilirim güzel insanlar var etrafımda ve bilirim bazen aynı yoğunluğu yaşarlar. Teşekkürrr

    YanıtlaSil
  14. Masal teşekkür ederim. Galiba yaşamı işaret ediyor istemek.İstemeli ama gereğini yapmalı.

    YanıtlaSil
  15. Ekmekçim öyle oldu bana mı denk gelir ben gidip buluyor muyum bilemedim:)

    YanıtlaSil
  16. Kara Kitap öyleydi hem de çok:(

    YanıtlaSil
  17. Red Sonjam bilmem mi. Paylaştın Aşık Veysel'in bu yaşanmışlığı ilk duyduğumda hayrete düşürmüştü ne büyük örnek şimdiye dair değil mi canım?
    Eşek:))

    YanıtlaSil
  18. Nesim can öyle değil mi:( Garip diyeceğiz olmaz normal hiç değil. Yaşayalım bakalım.

    YanıtlaSil
  19. Didemciğim söyleyişi sadece para istemekti ve o kadar genç ki bir şeyi bu kadar kolay istememeli insan. Ne bileyim biz kolayca istemedik hiç anne babamızdan bile ve hala öyle. İsterken çabalamak gerek belki hak etmek.

    YanıtlaSil
  20. A-H uzaklardasın bak sana insan manzaralarımızla efkarla uzağı unutturmaya çalışmışım:( Efkar da çok içinde yaşamın öyle oldu dün işte:(

    YanıtlaSil
  21. ilk hikayeyi bilmiyordum vay be.
    :)

    YanıtlaSil
  22. Aşık Veysel'in yaşam hikayesindeki bu kesiti bilmiyormuşum,, sayende öğrendim canım benim...Keşke hepimiz bu kadar insan olabilsek.Bazen bunları okuduğumdainsanlığımdan utanıyorum...
    İkinci yaşanmışlık daha acı .Gençlerimiz ne yazık ki hayatlarını idame ettirebilmek için sevmedikleri işleri yapıp ,haketmedikleri ücretler ile mutsuz bir şekilde yaşamda varolamaya çalışıyorlar..Bu da ülkemizin acı gerçeği , ne yazık ki :(
    seni okumak ise en güzeli , keyifli tatiller canım :)

    YanıtlaSil
  23. hayattttt
    canım kalemine sağlık

    YanıtlaSil
  24. oofff ne güzel hikayler bunlar....tşklerr

    YanıtlaSil
  25. Beni terkedenlerin arkasından hiç bu kadar metanetli olamadım.Hep bir köşede zırlayıp durdum acı dinene kadar.Göz yaşlarım hep sildi acılarımı.Aynı yağmurun camdaki tozu temizlemesi gibi.

    YanıtlaSil
  26. hımmm ne iyi geldi bana bu veysel anısı...sağolasın arkadaşım...

    YanıtlaSil
  27. Çok etkileyici değil mi Deep.

    Düşelerimizden İnciler bu anıyı bildiğimden beri zamanın ne kadar gerisine düştüğümüzü düşünüyorum.Çok teşekkür ederim canım.

    Mavianneciğim teşekkürler.

    Ekrem teşekkürler.

    Umar galiba bu örnek değiştirecek bir şeyleri. Ağlama artık terk edilirsen de:))

    Şuleciğim teşekkürler.

    YanıtlaSil
  28. İnsan kolay kolay aşık mertebesine yükselemiyor demek ki.Herşeyini seni terk edene vermek...İnanılmaz.

    YanıtlaSil
  29. Kesinlikle Arzu. Her okuyuşumda hayrete düşürüyor. Ne büyük bir insanlık dersi değil mi

    YanıtlaSil
  30. İlk hikayeyi Sunay Akın, Dünya'nın neresine giderse gitsin mutlaka anlatırmış. Bir de Nazım'ın bavulundan ayırmadığı Orhan Veli kitabını. Ki Sunay Akın'ın eşşiz sözlü anlatımını siz burada yazıyla sağlamışsınız. Bu çok güzel bir şey. Picasso, Russell için "benim resim sanatında gerçekleştirmek istediklerimi Russell düşün alanında gerçekleştirmiştir" der. Belki de sizinkisi de o hesap :)

    "Seversin kavuşamazsın aşk olur" demiş, aynı Veysel. En görenden daha çok görmemiş midir bu sözüyle bile...

    Ve kaçan eşi esma'ya atıfta bulunur;

    "Güzelliğin on para etmez,
    Bu bendeki aşk olmasa...” diye!

    İkinci yaşanmışlık ise insan doğası. Ne istediğimizi bilmez isek, bir de bakmışız istemediğimiz sürüyle şey var hayatımızda...

    YanıtlaSil
  31. Erdost Yüksel çok güzel bir paylaşım, katkı oldu yazdıkların.

    Acaba dışarıdan fazlasıyla etkisine girdiğimiz hatta kaptırdığımız yaşam mı bizi bu derece sorgular olmaktan, farkında olmaktan alıkoyuyor?

    Onlardaki farkındalığın yarısına sahip olabilsek keşke.

    YanıtlaSil
  32. Son yazımda ben bu farkındalık sebebiyle hayallerimizden dem vurdum. Asya Yazar, yaşıma rağmen (26) farkındalığımın fazla olduğundan bahsetmiş :D Bilmiyorum onlardakinin kaçta kaçı ama başkaları tarafından yönlendirilen "kullan at bir yaşam" sürmemek olmalı çabamız. Geri dönüşümümüz yok zira...

    YanıtlaSil
  33. Amâ idi kimileri bu cihanda
    'Ama' dediler, 'kör değildir gönlümüz'.

    YanıtlaSil

Siz ne dersiniz?