Sayfalar

18.06.2012

Takıntı


Deeptone yine mimlemiş. Konu Şöyle:'Takıntıların var mı yoksa kim takar takıntıları sallamışım dünyayı modunda mı yaşarsın hayatı..'
Sevgili Deeptone mimlemekten bıkmadı:) Unutuyorum, unutmazsam zaman bulamıyorum vs.vs. nedenlerle mimlerden köşe bucak kaçıyorum ama Deep buluyor saklanmışken de. 
Kim takar yakıntıları sallamışım dünayı modunda yaşamak ve ben. Buna ihtimal yok.  Yıllar yıllar evvel Obsesif Kompulsif bozukluk sonrasında da Kaygı Bozukluğu teşhisi ile uzun zaman ilaç tedavisi ile çözüm aradım. Obessif Kompulsif Bozukluk sonrasında Prozac dahi kullandım. Kaygı Bozukluğunda verilen ilaç tansiyonumu fırlatıp yüzümü de Sibel Can gibi yapıp şişirince bıraktım. Kendi kendimi iyileştireyim dedim. Kısa bir not olarak da şunu eklemem lazım Prozac içmeyi eşim ile sevgiliyiken bıraktım. Öyle bıraktım dediğime bakmayın çok defa başa döndüm ama başardım. Prozac verme nedenleri ise bunlardan daha ciddiydi.

Gelelim takıntılarıma: Şimdi neyseki işyerindeyim aksi halde çarşaf gibi uzayabilirdi liste. 
Eğri duran (durmaması gerekirken) tablo, resim, yatak örtüsü, çarşaf gibi eşyalar deli eder. Ya düzeltmeliyim ya da onları görmeyecek bir yerde oturmalıyım. Kız kardeşim ile aynı odada kalırdık tartıştığımızda odaya her girişimde yatak örtüsü duvarda ne varsa onlar hepsi ısrarla bozlulur beni sinirlendirmek için dizayn edilirdi. Ben de intikamımı onun menekşelerinin toprağına tuz dökmek, yaprağına anneannemin mantar ilacını sürmek şeklinde alırdım. 
Bazı yemekleri yeme şeklim örneğin mantı. Asla ilk seferde yoğurtlu, soslu yemem. İlk tabak tamamen sade tadını iyice alarak ardından ikinci tabak yoğurtlu ve soslu. 



Her akşam yatarken sabaha giyineceğim şeyi kafamda hazırlarım. Sabaha aksi giden bir şey olursa o sabah kimse gözüme görünmesin.

Saat konusunda takıntılıyım. Gideceğim yere gitmem gereken saatten önce giderim. Geç kalanlara sinir olurum.
Plansızlıktan nefret ederim. Kafama esti yaptım dediğim şeyler vardır ama genel olarak herşeyi planlarım ve sonra da yorulurum, hayal kırıklığı yaşarım. Defterim vardır sürekli not alırım. Ciddi ödemeler olacaksa o akşam uyumakta zorlanırım. İşyeri için de böyle durum. 

Çocuk ile ilgili takıntılarımı ne siz sorun ne ben söyleyeyim. (o konu başlı başına yazılacak)
Hastalıklarla ilgili de takıntılıyım. Kendim dışında her kim hastaysa  anında arızaya geçerim. Didik didik araştır sorunu çözene kadar da kafayı yerim. Hasta olan bensem asla takmam, hastaneye zorla götürülme aşamasına gelene kadar da çaktırmam.
Toz ve kötü koku takıntım var. Eve girdiğimde kötü kokmamalı. Yanımdan geçen, yanıma oturan biri de kötü kokmamalı. Parfüm koksun demiyorum. Sadece kötü kokmasın yeterli. Birinin koktuğunu fark etmişsem sohbet etmek çok mümkün olmuyor. Dinlemekte zorlanıyorum yüzüm alev alev yanıyor ve kendimi başka bir yere atıveriyorum. Ev  soğan koksun, yemek koksun ama toz,lavabo kokmasın asla. 
Yol ve yolculuk konusunda takıntılıyım. Biri yola çıkmışsa o yerine ulaşana dek uyuyamam.
Çay takıntım var. İki tür tiryaki vardır değil mi, ya her çayı içer ya da seçer. Her çayı içemeyen tiryakilerdenim. Demini iyi almış olacak. Asla sallama içemem. Çay bulma ümidim hiç yoksa belki ama normal şartlarda içmem.  Aç durabilirim ama sabah 9'da çay içmiş olmam lazım aksi halde başım fena halde ağrır. Günün saatlerine göre çay bardağım değişir.

Kıyafetlerimi ödünç veremem, zaten versem kimseye olmaz:) Ödünç verdiğim bir şey var ise geri almam.  Nevresim çok sık yıkarım. Çamaşır hiç bitmiyor bu yüzden de. Ayakkabı ve çanta takıntım var. Aldığım ayakkabı ve çantanın sayısını hatırlamıyorum. İşin tuhaf tarafı alırım ama alıştığımı daha sık kullanırım. 

Kendimi kötü hissettiğimde sorunu mutlaka kendi kendime çözmeye çalışırım. Genel olarak yardım istemem. Ne zaman kötüysem dışarıdan bakılınca en iyi olduğum zamanlar gibi görünür.
Emir kipi ile konuşmaya karşı takıntım var. Nefrettt ederim emir kipi ile konuşulmasından. 'Anladın mı' diye biten cümlelerden ve o cümleleri kuranlardan da. 
Maydanozu da takıntı sayılabilecek kadar sık yerim yemezsem özlerim. Yerken inanılmaz zevk alırım. Parmaklarımı bile yalarım:)
Ve müzik hayatımda asla vazgeçilmez bir yere sahip. Sürekli yeni şeyler keşfetmek çok zevkverir. Eşim bana ben ona yeni bir ses duyunca heyecanla dinletiriz.
Ev takıntım da var evi çok severim. Evden hiç çıkmadan aylarca yaşayabilirim.
Neyse çok uzattım galiba 8.30 da başlamıştım yazmaya. Ara ara dönüp yazabildim. Güzel bir hafta dilerim.





Not: Behzat Ç. sezon finali yaptı:(( Savcı Esra öldü mü gerçekten? Nolacağız şimdi pufff
Not 2 Şeysi: Deep lütfen artık ara ver yetişemiyorum:)
nasıl geçer şimdi sensiz bir yaz, herkese inat, adamımızsın behzat :) (Slogan Nil'e aittir ama artık tüm kadınların oldu hehe)

34 yorum:

  1. iyiyim. sen nasılsın?

    ben de bi iki gündür hafif efkarlı takıldığım için uğrayamadım. ama değişiyor benim durum bi dakika öyle bi dakika böyle. karadeniz gibi işte, kanımıza işlemiş demek ki..:)

    YanıtlaSil
  2. yazı çok uzun, okumadım ( nasıl bir duygu yaşa istedim..:))

    YanıtlaSil
  3. hem beni de mimlemediğine göre hiç bakmasam da olur. mim manyaayım ben..:)

    YanıtlaSil
  4. Pis oluyormuş yazı uzun okumadım demek:)) Demiycem bir daha tamam sessizce çıkıp gideceğim:)
    Mimlemek var bir de değil mi:) Ben hele onu hiç yapmıyorum. Ama bence sen yaz bunu şuan mimledim Cem tamam mı yazacak mısın?

    YanıtlaSil
  5. Bana uzun yazıyorsun diyene de bak hele.

    Cem sana katılıyorum, ayrıca mim'leri yazmasam da mimlenmek hoşuma gidiyor, ben de mimlenmek istiyorum bana ne :(

    Düzen konusunda benzeriz ve ayakkabı-çanta konusunda elbette ama benim de dolapta hatırlamadığım ayakkabılar durur, ben hep aynısını giyerim, ne zamanki ayakkabı tamircisi, yeter abla, bunun topuğuna ben bi şey yapamam artık der, gider yenisini alırım. Sahi ne olacak o dolaptaki ayakkabılar?

    Öpüldün...

    YanıtlaSil
  6. Mimledim gitti:))

    Uf ne olacak o ayakkabılar öde öde bitmiyor da.
    Tamam tamam uzun yazıyor diye konuştuğum herkes bu yazıdan kendine pay çıkartıp bana kızabilir :))

    YanıtlaSil
  7. ohhh nereye gitsem yorumlarımla taraftar oluşturup yazı sahibini zora sokuyorum. saol sazan...

    yaşasın kötülük..:)

    YanıtlaSil
  8. Cem her kötülük böyle olsa aahh..

    YanıtlaSil
  9. Epey bir takıntın varmış. :) Aslında okurken azbuçuk kendimden de bir şeyler buldum. Hele sorumsuz kişilere fazla takıntılıyım...
    Uzun ama okuması keyifli bir yazıydı.
    İyi haftalar. :)

    YanıtlaSil
  10. ay ayyy ayyyy çok zorsun seeeen:))
    kendin kendine ağırlık vermiyor mu ebru:)))relax bacım relax,hayat takacak kadar uzun değil vallaha bak:)

    YanıtlaSil
  11. Ben de klasijk halimle : N'oluyorrr burda deyip uyumaya devam edeyim:) Tekme de atamıyorum zaten.. tekme havada atılı kaldı.. işte öyle Nehir İda Hanım... demem şu ki ben dün gece iki saat bile uyumadan okula geldim. Takıntılarım yüzünden. Mimlenmeden söyledim. Özlettin kendini ve beni çok ihmal ediyorsun. Ama ben bunu hak ediyorum; bana müstehaktır:) (Doğru yazdım mı? çok heyecanlandım... hiç kullanmadığım bir kelime kullandım..

    Neyse tararabum tararam kaldırıma oyursam:)

    YanıtlaSil
  12. valla işyerinde olman sebebiyle kısa tuttuysan bir de geniş zamanda mı alsak :))) aslında bence çoğuna takıntı denmez mesela sabahki kıyafeti akşamdan düşünmek, tanıdığım çoğu kadın aynı şeyi yapıyor... geç kalanlara sinir olmak ve zamanından 3,5 dk erken orda olmak bende de var... planlı davranmak, çay kahve :) epey bir şey buldum ben de kendimden...

    not. behzat ç. yi ilk bölümden başlayım her pazar akşamı aynı saatte izlemeyi planlıyorum :)))

    YanıtlaSil
  13. günlük yaşam içerisindeki küçük sorunları bu kadar ciddiye almasan keşke. yorucu ve ağır bir yaşam olur.hayat çok kısa.bazan görmemek takmamak daha doğru geliyor bence.

    YanıtlaSil
  14. ne uzun bir yazı bu yaaa. çok işim var okuyamadım.

    (fikir için teşekkürler Cem)

    YanıtlaSil
  15. hıııı ben takıntısızı sanırım
    onu annadım bu mim sayesinde :)))
    kikir

    YanıtlaSil
  16. neyse ki okudum yazını. bi daha yazma boyle uzun yazılar. okumam giderim.

    yahu ne çok takıntın varmış senin beklemiyordum bu kadarını. evet, benim de var. özellikle Alara doyduktan sonra kaygısal bozukluklarım oldu "aman hasta olmasın, aman iyi olsun. sağlığı yerinde olsun, başına bir şey gelmesin" korkuları. sonra anladım ki olacağı varsa oluyor birşeyler, endişeye gerek yok. artık rahatım.

    bir de Annem'den sonra başlayan kaygılarım oldu. bu sefer kendime dair. ya bana bir şey olursa, Alara ne yapar :) komik gibi görünüyor ama ciddi şeyler bunlar. yaşadığım acıyı, Alara'nın da yaşayacağını bilmek beni hep korkuttu. yıllarca hem de. kendi sağlığım korkuttu resmen. ama şimdi ona da çözüm buldum. kızıma yeri geldiğinde ölümün çok doğal olduğunu anlatmaya çalışarak. yanlış yaptığımı sanmıyorum. doğal olduğuna inanmalı ölümün. yoksa acı ve durumu kabullenmek daha da artıyor ve güç oluyor.

    onun haricinde takıntılar bana zor gelir. insan hayatını zorlaştıran şeyler çünkü. ne bileyim işin zor gibi. bence rahat bırak kendini, bir çok şeyi es geçiyor olabilirsin bu yüzden canımacimcom :) haydi öpüyorum seni..

    ve karoshi.. evet, müstehak :)) çok da severim bu kelimeyi :))

    YanıtlaSil
  17. Oy oy oy, hakikaten mimin hakkını vermişsin:)

    OKB zordur,babamdan biliyorum:)

    Gecikenlere ben de çok takarım bu arada. Ve kokanlara:( Aynen senin gibi dinleyemem, yüzüne bile bakamam..
    Sana kocamaaaaan sabırlar diliyorum önce,sonra da güzellikler:)

    YanıtlaSil
  18. Bu ilginç bir mim, senin takıntılarını okumak da ilginç geldi benzer takıntılarımız var. Ödünç vermem, verirsem aklım orada işler, o yüzden temellli verir, geri getirmemek kaydı ile veriyorum diye şart koyarım.

    Sorunları yansıtmamak çok kötü bir huy.. Bir de otorite ve emir kipi ile konuşulan sevimsiz ses tnu içimdeki canavarı ortaya çıkartır benim yerimde duramam.

    Eskiden çok tuhaf takıntılarım vardı ama nasıl kurtulduğuma hala şaşıyorum hele iki tane çok manyak takıntım vardı. Dur hatırlamamayayım sardırırım belki yine :)

    YanıtlaSil
  19. Ne desem bilemedim, pek çok satırda 'ama bu benim' diye içimden geçirdiğimi söylemekle yetineyim :)
    Behzat'ın dünkü hali çok üzdü beni, belliydi sezon finalinin mutlu sonla bitmeyeceği yalnız soz söz harika, herkese inat benim de adamımsın behzat :)

    YanıtlaSil
  20. Sevgili Gülşah yok bunlar cidden bir şey değil. Kısalttım. Mesela bizim eve doğru (ev dedimse semt) hızla giden ambulans, itfaiye gibi araçlar olursa ağlarım:)

    Ağlayan biri varsa karşımda sebep sormam ağlarım sonra niye ağladık derim:)
    Aslında çok fena çok ama kısa olsun dedim:))

    YanıtlaSil
  21. Sitareciğim vermez mi çok yorucu ama can çıkar huy çıkmaz derler ya galiba öyle. Abartılı evhamlıyım ve çevremdekilere zarar veriyorum ama engel olmak çok zor.
    Mesela İda'yı parka götüremem ben hala. Kaydırakçok yüksek ya düşerse, salıncaktan fırlarsa, parka freni boşalmış bir araç dalarsa ufff akıllara zarar şeyler kurarım.
    Şimdi köyde ya kene vakalarını araştırıyorum ama henüz yansıtmadım :))

    YanıtlaSil
  22. Karoshimmm canım ne yapayım bilemedim ki bebiş. Özleniyorum ama yetemiyorum (hehe nasıl da mütevazi oldum be) zaten geç çıkıyorum eve gidince de ya sızıyorum ya sohbet ya iki satır okuma derken aaa saat 12 olmuş.
    En kısa zamanda bir gece tertipleyelim.Öptüm kocamanından.

    YanıtlaSil
  23. Anne Kaleminden canım Behzat fikrini tuttum ben de mi yapsam?
    Hakikaten kadınlar genel olarak takıntılı zaten. Aslında gerçekten bir kısmını yazdım buraya. Biliyorum eşime sabır dileyenler var:)

    YanıtlaSil
  24. Serkan çok doğru dediğin ama ama işte bu kazanılabilen bir özellik olsa inan bana anında değiştirmeye çalışacağım ama başarmayı denedimancak bu kadar:)

    YanıtlaSil
  25. Pandora delisi :)))) Bana müstehak:)) Yahu uzun yazıları okuyamıyorum ne yapayım iş nedeniyle. Yazarken 2 saat sürdü altta duruyor gidip gelip ekliyorum. Ama okurken olmuyor ki kaçırıyorum. İyi peki peki kısa yazarım.

    YanıtlaSil
  26. Nesss canım işe yarıyor değil mi mimler:)) Öptüm. kikirini yirim.

    YanıtlaSil
  27. Red Sonjam pandoram İda ile ilgili alana girmedim hiç o alandaki kaygılarım psikiyatristte kamera ile kayıt yapılacak düzeydeydi. Tıp Fakültesi öğrencileri beni ders olarak görüyor :)) İnan bana. Form imzalattılar ve görüşmelerimizi kayıt yaptılar.
    babamın ölümü ardından halisinasyon görme noktasına gelmiştim. Prozac o dönemde başladım. Dokunsam ölecek sanıyordum insanlara ve inanılmaz kaçıyordum herkesten. Seversem ölür, dokunursam ölür diye diye yedim epeyce kafayı. uzun yıllar teyzem yanımda yattı. Uyuyamazdım her uyumam sızma halindeydi.
    Ayy neyse anlatmaya başladım kaçmayın benden iyiyim bomba gibi bakın:) Gayet zor günlerden sağ salim çıktım. Arada contadan sızıntı olsa da hehe

    YanıtlaSil
  28. Nardacığım özlemişim ben de bir gezintiye çıkıp toptan geleyim.
    Baban şimdi nasıl vallahi senin babanla benim ortak noktalarımız var daha önce de olmuştu.
    Aslında bazen dile getirmesek de hepimiz takıntılıyız bazıları bunu esnetebiliyor bazılarımız yoruluyor.

    YanıtlaSil
  29. Vladimir :)) ama ben merak ettim.Üstesinden gelmişsen ne güzel ama yok ben merak ettim mimledim seni:))

    YanıtlaSil
  30. Esracığım kız kardeşimden daha çok seninle ortak noktamız:) Öpüyorum.
    Adammımızzz

    YanıtlaSil
  31. görmüştüm okumuştum.
    geliceeem yoruma.
    :)

    YanıtlaSil
  32. Amanın Ebruuu , ne enteresan takıntıların varmış.En çok mantıya şaşırdım :) Hoş ben mantı sevmem belki ondan şaşırdım sossuz ve yoğurtsuz yemene :)
    Kız kardeşin çok şekermiş ,iyi geceler tatlım :)

    YanıtlaSil
  33. ya ama ne zor ya sen olmak.
    ufff neler yaşamışsın.
    neyse çoğu geçmiş gibi gözüküyor.
    prozac kullanmayı da bıraktın umarım yani psikolojik anlamda.

    YanıtlaSil

Siz ne dersiniz?