Bir pazar klasiği daha

Bir pazar klasiği ile daha karşınızdayım. İdanın sevdiği ve istediği şeylerden oluşan bir liste. Birbiri ile yan yana olmasa da olabilecek şeyler ama olsun.Seçmeli bir beslenme çantası oluşacak sabaha.

Yerken yumurta kokusu alırsam yiyemiyorum paskalyaları o nedenle biraz az olunca kızarması böyle oldu:) Alttaki fotoğrafta ise kayınvalide ile telefonda konuşurken yaktığım minik kekler var. Neyseki oğlum pilavın dibine tutmuşunu kekin biraz yanmışını seviyor halden anlayan çocuk.

Yakında ekmek denemelerim olacak onları da eklerim. Canım sıkkınken genellikle banyo veya mutfak dolapları ile uğraşırım. Çok sık söz etmesem de hastalığımın sevmediği kış mevsimine girmemizle birlikte sıkıntılarım da arttı.Ama önceki yıllara oranla epeyce açıldı atak aralıklarım. Diz kapağımda oluşan şişlik gece boyu uyutmadı çok ağrıyordu.Sabah bileğimde benzer bir ağrı başladı şimdi ise boynumda. 2 yıl üst üste boyunlukla gezmiştim ne zor şey onunla oturup kalkmak. Umarım yine takmam gerekmez sağdan sola dönemiyorum.

İda babasına -annem çok hastalanıyor- diyor üzülüyorum. Bu nedenle eksik kalsın istemiyorum yapmam gerkenler ve emin olun çok gayret gösteriyorum. Yoğun bir işim, sağlıksız bir bünye ve sorumluluklar. Uzandığımda müziği kapamışken oluşan his. Tempoyu düşür diyorum kendime bu kez troid devrede:) Hoşuma gitmiyor her gün bir yerim ağrıyor demek genellikle telaffuz etmiyorum. Bazen kendimle konuşuyorum sonra daha bir yazı önceki gibi olanlar geliyor aklıma. Acile gittiğimizde karşılaştıklarım. Söylenmiyorum olanlara, bekliyorum sessizce geçmesini ama her seferinde biraz geriye düşüyorum. İnsanlar birkaç tur koşmuşken yeni başlamışım gibi yenme şansımın olmadığını bilerek koşuyorum amacım zaten yarışmak da değil de! ne bileyim kış zor geçiyor bende.....Şöyle hafif hafif yağan yağmurda bacaklarım ağrımdan yürümeyeli ne çok oldu. Yok aslında hiç yürüyemedim ki ağrısız:) Yaşlanınca bakacak bir gelinim olur umarım:)