Sayfalar

12.02.2013

 
Bir alttaki başlıkta 'kadın'a şiddetten daha doğrusu bunun tepkisinin bir yönteminden kısa bir hatırlatma yapmıştım. Gün boyu vakit bulamadım birşeyler yazmaya. Burası akli dengesi yerinde olmayan bir erkeğe 'defalarca tecavüz edilip öldürülen' insanların var olduğu bir ülke. Akli dengesi yerinde olmadığı idda edilense öldürülen, tecavüz edilen taraf. Ne garip ona bunu yapanlar akli dengesi yerinde insanlar!
Bir uçtan diğer uca bu kadar kolay savrulabilen garip bir ahlak kavrayışımız var. Tıpkı siyasi duruşumuzdaki kaypak zemin gibi. Kadir İnanır'ı sanırım 'Selvi Boylum Al Yazmalım'dan sonra ilk defa hayranlıkla okudum. Bu defa izlemedim, okudum. Barış talebini dile getirmesinden gurur duyarak. Ağzından salyaları akan insan (insanımsı) fotoğrafları belirdi gözlerimin önünde. Ellerine bayrak tutuşturulmuş. Acaba nerede bir bomba patlayacak diye endişeyle bekledim. Hala da endişeliyim. Bir Alevi kahvesi mi, bir Kürt mahallesi mi?
Acaba hangi masa başı tetikçileri sağa sola saldırıp 'siz teröre destek veriyorsunuz' yok yok destek olur mu 'siz teröristsiniz' diyecek diye ürktüm.
Ne kadar kolay değil mi?
Ölüm ne kadar kolay...
Yaşımızın dahi yetmediği bir savaşta taraf edilmeye çalışılmak ne kadar kolay!
Ben barış istiyorum.
Dilim döndüğünce, aklım erdiğince de bunu istemekten vaz geçmeyeceğim.
Barış isteyen bir çocuk yetiştirmek için de elimden geleni yapacağım.
İmzalamak isteyen olursa (tık)
 

2 yorum:

  1. yüreğine sağlık..yazdıklarına aynen katılıyorum..çok güzel yazmışsınız.. ben bu yazınızı yeni farkettim.
    tecavüz edenler, saldıranlar,öldürenler, şiddet savaş yanlısı olmak daha normal daha makbul karşılanır olmuş ne yazık ki..

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederim Serkan. Barış istemek zor olmamalıydı

    YanıtlaSil

Siz ne dersiniz?