Biyolojik saat ile yerel saat arasında uyumsuzluk yaşayan tek kişi olmadığımı biliyorum. Bir süre daha devam edeceğini de. Mevsim geçişlerini sevmeyişimse bambaşka bir konu. Ne giyineceğime karar veremiyorum.Verdiğim kararlar genelde yanlış. Çok geç yatıyorum ve sabahları da doğan güneşten başlayıp mahalle muhtarına kadar varan küfürler ediyorum. Sahi sizler küfür eder misiniz?
Maksadım Bukowski'den söz etmek olsa da onu okudukça 'ben küfür etmiyormuşum hiç' diyorum. Ben küfür ediyorum ne yazık ki. Özellikle Behzat'ımızın bize miras bıraktığı 'la' var ki zaten Ankara da yaşamış olmam nedeniyle alışık olduğum, kullandığım şeydi. Şimdi iyice meşrulaştı. Özellikle araba kullanırken içimde nasıl bir yaratık varsa açığa çıkıyor ve yaratıcılığıma ben bile şaşıyorum. Eşim küfür etmeyen bir adam. Ben saydırınca şaşkın şaşkın 'aştın iyice kendini bu ne böyle nereden duydun, çok fena' diyor. Bense pişkin pişkin 'güzel oldu ama de mi'
Hayatı umursamayan insanlara garip bir şekilde imreniyorum biliyor musunuz? Yarın ne olacağını düşünmeyen, sadece bulunduğu anı yaşayan insanlara. Sonuca baktığımda doğum, yaşam, ölüm. Araya sığdırılanlarsa bambaşka. Telaş telaş telaş......Arada ıskalanan koskoca bir yaşam. Belki de kısacık bir yaşam. Herkes acıkıyor, herkes karnını doyuruyor ve herkes uyuyor uyanıyor. Öyle derin derin manalar çıkartacak bir yazı olmayacak bu. Amacım da amaçsızlığı vurgulamak zaten. Sürekli hedefler, amaçlar belirleyip etrafında dönüp dolaşmaktan yorulmuyor musunuz sizler de? Bahardan bahardan.
Bu bahar depresyon yok:) Belli bir konu veya yazar sıralaması olmasa da okuyorum bu ara ve çok mutlu oluyorum. Onun hazzı depresyonumu engelliyor sanırım:) Bukowski Factotum bitti biraz evvel. Sıradan Delilik Öyküleri'ne başladım. Yatarken de kulaklıkla ders dinliyorum. Uyuyorum uyanıyorum kadın okuyor. Bir mucize bekliyorum uyku esnasında öğrenmenin kanıtı olma çabasındayım. İyi notlar alırsam uyanıkken ders çalışmam bir daha. Sanki çalışıyormuşum gibi. Bu bahar bir aydınlanma, bir ferahlık, bir uysallık ki akıllara zarar. Ne oldu bilemedim.
İçsel durum budur dışa yansıyan da ise öyle aman aman bir başarı sağlamış sayılmam. Olsun gayretliyim.Kimselere sataşmadım terbiyeli tavuk olayından beri.
Şöylee bir iç dış yıkama yapılmışım gibi hayırdır inşallah!
Görsel: İnternet
hayırdır hayırdır. iyidir öyle iç huzur durumları. bizim gibi insanlara nadir uğrar o dinginlik ve huzur hali o yüzden sorgulama vekeyfini çıkar. ben bildiğin bahar yorgunu, kırgını, dargınıyım çünkü. uyu uyu uyanamıyorum.
YanıtlaSilYaşlılıktan mı bilemedim nur yüzlü bir tontona dönüşürsem en çok ben güleceğim:) Hakikaten keyifliymiş ben pazar uyuyacağımmm ımm nefiss
Siloyyyy tamamen duygularıma tercüman olmak denir bu ya la :D
YanıtlaSilözellikle terel saatle biyolojik saat çatışması var ki
abo akıllara zarar
küfüre gelince
ediyorum valla
farkındayım benim ağzıma yakışmıyor ama ettiklerimin üstünde o kadar şık duruyor ki
dayanamıyorum napiiimm
öptüm sarıldım..
;)
Bu ülkede küfür etmeden yaşayanların önünde saygı ile eğilmek lazım edelim gitsin. Öptüm sarıldımm
Silya ben pek kibarımdır öyle küfür falan etmiyorum :)) en fazla "hay senin" der bırakırım :)) ama hiç küfür etmeyen eşim ankara trafiğinde coşuyor. yani araba kullanmak olabilir sebep bence...
YanıtlaSilve şu amaç olayı, bam teli olmuş... hele ki maddi hedeflerse söz konusu olan hayatı ıskaladığımı çok ciddi düşünüyorum ben de...
İlahi canım bu girizgahın üzerine neler neler eklenir yazabilsem:)) hay senin iyi başlangıç kaptır gitsin:)
SilGelip geçiyor ömür ıskaladığımızı bilelerek görerek ne yapmalı bilemedim.....
ben hep küfür etmenin bir sanat olduğunu düşünmüşümdür, hele bir de kendi yaratıcılığını katarsan nasıl da ahenkle çıkar birbiri ardına kelimeler ağızdan, yime de yanında yat yani. hayatı umursamayan insanlara gelince, aslında o insanların da hayatı gayet sıradan ve rutin. bak yetkili ağızdan konuşuyorum ciddiye al:) yani düşün ki bazen çalışmak istemiyoruum ve çalışmıyorum. yarın ne yiyeceğim ya da ne giyeceğim umrumda değil. bazen yazmak istemiyorum ve aylarca yazmıyorum, döndüğümde ne bulacağım umrumda değil. bazen deli gibi çalışmak iistiyorum. bazen hiç ara vermeden gezmek istiyorum ve isteğimi ertelemiyorum. ama sonuç olarak bu da giderek sıradanlığa dönüşüyor. işte o zaman sırf değişiklik olsun diye hayatı umursayan, yarın ne yapacağını planlayan biri oluyorum bir süreliğine. yani herkes için hayat aslında aynı. takmamak lazım çok fazla kafaya.
YanıtlaSilNerelerdesin sen yine 1 yıl kayboluyorsun. Zaten yoruma ne gerek gösteriyorsun be deli kadın gitmek istiyorsan gidiyor, dönmek istiyorsan dönüyorsun. O sıradanlığı galiba hiç göremeyeceğim:)
Silben küfür ederim. severim de. küfür yakışmıyor lafını da hiç sevmem. ne demek la küfür yakışmıyo? :)) amirim biz angaralı olmayanlara da bulaştırdı bunu anlayacağın. tabii küfür konusunda kendimi denetlemem gereken bir mesleğin mensuuyum ya, iç sesle küfür etmek gelişti bende yıllar içinde. misal, bir velinin karşısında ve onun yüzüne tatlı tatlı gülümserken içimden saydırdıklarım dudağını uçuklatır. yani anlayacağın kimseyi rahatsız etmeden küfür etme san'atının mensubuyum. bir de o kapıldığın haller var ya, öyle hafiften gamsızlığı yakalamışsın halleri, hah, onları bırakma. pek yarayışlı haller. son olarak, uzman olarak diyeyim ki, yok öyle uykuda öğrenilen bir dünya, alooo, akıllı ol :)) Elekktra ben, blogun yine wordpress hesabımı sevmedi :))
YanıtlaSilHım oiç ses küfür olayı bende de var.Bırakmayayım değil mi ama uzun sürmedi bugün boğaz ağrısı eklem ağrısı ile uyandım ama teslim alamayacak. Hocam neden mümkün değil ya:(( Fena mı olurdu uyu uyan 100 al:))
SilWordpress olayı bazen bende de oluyor sana yorum bırakırken sözlüye kalkmışım gibi:)
Silben de hayıflanıyorum yitirdiiklerime. İnşallah geç kalmamış olurum çoğu şeye.
YanıtlaSilKüfür mü dedin aaa nekka ayıp Ebru. Bir bayana yakışır mı hiç?
ben hiç kibar olamadım, direksiyona geçince de kendimi tanıyamadım. ne potansiyel varmış meğer bende :D
Hepimizin içinde varmış:) Türlü vesilelerle dışa çıkmayı beklermiş değil mi canımcım?
Sil