Sayfalar

11.02.2010

Anadolu'nun Kayıp Şarkıları Biraz da İda




Daha tanıtım görüntülerinden bile heyecanlandırıyor. Birkaç gün oldu bu videoyu ekleyeli sandalye ve sandalyeye oturma mecali arasındaki uzak mesafe bugün yakınlaştı.
Müzik konusunda kendimi aileden şanslı görmüşümdür hep. Babamın Mahsuni türküleri, her evde bir bağlama çalanın olması, ağıtlar...
Oğlum da babam gibi türkü sevdalısı. Sadece türkü de değil çok seviniyorum ona bakarken Ederlezi'yi 6 yaşında mest olarak dinlemesi, enternasyonal'in sözlerini ezbere bilmesi uzun havalarda dalıp dalıp gitmesi:)
Müzikle ilgili meseleler başka bir günün konusu olsun.

***
Son zamanlarda bir çırpıda yaşadığım gün sayısı çok az. Tam tersi ezdikçe ezdi sanki dakikalar. Bugün veli toplantısı vardı. 8 de işe gittim ve 10 da ayrılıp okul yollarına düştüm. Okula endişeli gittim çünkü çocuğumu tanıyorum. Sınıftaki kızlardan hangisinin annesi bana söylenecek acaba diye merak ederek. Daha okul açılalı 1 hafta oldu üstelik. Veli toplantılarından hoşlanmadığımı bir kez daha anladım. Hatta velilerle ilgili bir toplantıyı öğretmenin çocuklarımızla yapması gerektiği sonucuna vardım.
Adamcağız 1.dönemin değerlendirmesini yaptı ve bu konuda söz almak isteyen var mı diye sordu. Bir anne "hocam karnelerde yıldız vardı, yapıştırdığınız yıldızlar çok iyi de okumayı sökene de sökmeyene de, iyi olana da kötü olana da yapıştırmışsınız neden" dedi. Öğretmen yarım saate yakın gerekçesini anlattı (bana göre çok makul gerekçelerdi) ama kadın ikna olmadı. O ana kadar ülkeyi terketmekle ilgili fikirler kafamda cirit atarken adamcağızın kibarca ikna çabaları derinden yaraladı beni ve söz aldım. Annemin 2 kez arayıp "bişeye karışma, kimseye bulaşma" yakarışları aklımdan uçtu gitti.
"Bir başkasının çocuğunun karnesindeki yıldız sizi neden ilgilendiriyor? Ben sadece çocuğumun karnesine bakıyorum orada ne varsa onu görüyorum kaldı ki karne gibi bir saçmalığı çok da önemsemiyorum ve çocuğuma bir kere bile arkadaşlarından filancanın da karnesinde yıldız var mı, notları kaç diye sormadım neden soruyorsunuz, çocuklar kendi arasında rakip olarak görebilir birbirini de size ne oluyor" dememle ortalık karıştı:)

Öğretmen "Ebru Hanım aylardır bunu anlatmak için didiniyorum çocuklardan çok velilerle uğraşıyorum" dedi. Sırtını sıvazlayarak "takma koçum" demek geldi içimden.

Karne 15 gün boyunca herkese gösterilip kazanç kapısı haline geldi bizim evde. İda öylesine abarttı ki bunu öğretmen bursluluk sınavlarında, fen ve anadolu lisesi sınavlarında başarılı olmaktan bahsetmiş ama bizim oğlanın aklında işin para kısmı kalmış. "Ben 5.sınıfa gelince maaş alacağım çalışkan olmam lazım" diye geziniyor. (maaş=burs nedense burs diye kalmamış aklında maaş diyor) Aynı insanlara karneyi birkaç kez gösterip para aldı.
Babası üniversitenin çok daha zevkli olacağını anlatırken kantinde kızlarla oturup sohbet edersin, çay içersin demişti:) Anneme "Anneanne maaşlarımı harcamam üniversitede kızlarla çay içerim değil mi" diyormuş. Annem "bu çocuk okursa kantine gitmek için okur "diyor yazık.

Tatili nasıl geçirdi? Hergün 1 sayfa yazı yazması gerekirken "ben yazmayı sevmiyorum istediğiniz kadar okurum ama bana yaz demeyin" diye kafa tutarak. Satrancı ilerleterek, annemin canına okuyarak, babasının sınav hazırlıklarını sabote ederek. Şimdi cezalı topladığı bütün paralara el konuldu (devlet anası yani ben tarafından) hergün 1 sayfa yazı yazmazsa masal yok, ayısı maviş başka yatakta yatıyor (bu onun için yıkım) banyoda "kırış kırış" olana kadar oynayamıyor. Haftada 1 gün yarım saat bilgisayar izni süresiz kaldırıldı. Bakalım evde isyan başlatmazsa. Ben biraz yasak koymaya başladığımda "anneannemlerde yaşamak istiyorum, gelmeyeceğim size, o zaman görürsünüz" diye tehdit ediyor bir de. Bir keresinde kapıyı açtım ve "hadi bakalım git" dedim. Geri dönüşü çok yenikti:)

4 yorum:

  1. Ah ilk ogrendigim seydi o: kapitalist ve demokratik bir dunyada fasist olmadan cocuk yetistirmek nerdeyse olanaksiz demistim. Sosyalist bir ortamda nasil olur onu bilmiyorum henuz ama bildigim kapitalist bir dunyada fasist olmamak zor... (umarim kimsenin kafasini karistirmamaisimdir)

    YanıtlaSil
  2. Doktora tezi gibi bir yazı olmuş. Çok etkileyici, öğretici, hissettirici ve herşeyden çok düşündürücü...
    Eskiden düşündüğümü ve tecrübemi anlatan yorumlar yapıyordum, geç farkettim ki, senden öğreneceğim şeyler var Sevgili Ebru:)

    YanıtlaSil
  3. Ebrucuğum,
    İlkokuldan başlayan bu kendi çocuğunu başkasının çocuğuyla karşılaştırma eylemi biliyor musun ki taa üniversite sınavına girişe dek sürüyor! Maalesef. :((
    Özellikle anneler ve sanırım büyük çoğunluğu çalışmayan kadın olan anneler, çocuk merkezli bir dünya yaratıp, kendi çocuklarını da bu dünyanın bir nesnesi haline getirip korkunç hatalar yapıyor ve çocuk yetiştirdiklerini sanıyorlar.
    Ne yazık ki böyle!

    YanıtlaSil
  4. EG dediğiniz çok doğru her cephede birden savaşıyor gibi hissediyorum böyle anlarda.

    Sevgili Zihni Abi. O telkinlerini unutmak mümkün değil. Ne haddime öğretmek umarım sizin gibi başarılı oluruz biz de.

    Ekmekçikızcığım canım vallahi aileleri her gördüğümde korkuyorum ürküyorum. Ne kadar sığ bir yaşam ve bakış. Daha yolun başındayız üstelik

    YanıtlaSil

Siz ne dersiniz?