Sayfalar

19.09.2010

Tırnak Yarası


Puzzle gibiyim yan yana getiremiyorum kendimi. Ne zamandır dikkatim bu derece dağınık hatırlamıyorum. Aynı anda aklımdan farklı şeyler geçiyor ve hiçbirinin tek bir ortak noktası bile yokken birinin sonucunu diğerinin nedeni yaparak yoruluyorum.

Annemi düşünüyorum annemi ve onun yaş grubundaki diğer tanıdıklarımı. Onlar yorulduklarını söylemiyorlardı bizim kadar. Hala annemi kendimden çok daha güçlü bulurum.

Yaşım 35 olduğundan beri (ocak) farklı bir dönemeçteyim. Bunu hem konuşurken, hem yazarken hem de düşünürken yoğun şekilde hissediyorum. Uzun uzun kendimi incelediğim anlar oldu değişimi görmek (görmemek) için. Sanki buraya kadar ileri doğru sayımdı şimdi geri geri gidecek rakamlar. Korkarım çok daha hızlı.
Türkülere, şarkılara (hatta bazıları rock) çok daha holay ağlar oldum. 'Evladım' diye başlayan cümleler kurup 'şu bastonu uzatıver' dediğim an çekin fişlerimi emi:)
Hangi kadın yaşlanmaktan korkmaz? Hangi kadın yığınla para döküp gece kremleri almaz söyleyin? Faydasını gören var mı bilmem. Kırışıklıklarım yok henüz ama olması muhtemel yerlere düşman gözlerle bakıyorum.
Yaşlandığımızın en somut göstergeleri çocuklarımız. Asi tavrıların sayısı arttıkça yaşlarına bir eklemeliyiz. Bir de kısa gelen pijamalarına bakıp:)
Tırnak yarası çok zor geçer. İz bırakır. Son günlerde 2 tırnak yaram var . Biri bir türkü 'Sadece Susarak Özlüyorum' diğeri aşağıya eklediğim şarkı
.


6 yorum:

  1. yaşlı bir amcayla tanışmıştım. biraz sohbet ettikten sonra, ' yetmişbeş yaşındayım kızım, yetmişbeş yılı sorarsan üç gün gibi geçti üç günü sorarsan anlatacak bir günüm bile yok!.. ' demişti. 'hiç yaşamadın mı amca?' diye sordum. 'yaşlandım ya!' dedi. hala aklıma geldikçe ağlarım.

    Hüznünü anlayabiliyorum Ebru, zamanı durdurmak imkansız olduğuna göre yaşayarak yaşlanabiliyorsak ne mutlu bize.
    benim derdim kırışıklarla kremlerle değil kaz ayakları hiç umrumda değil:) hiç olmadılar zaten. ben sona yaklaştıkça kalan yıllarımda anlatacak bir günümün olması telaşındayım.

    iyi bak kendine. sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Ebrucuğum,
    Bir süre sonra, yaş konusu önemini kaybedecek, canın sıkılmayacak.
    Gerçi senin o dönemecine daha epey var ya...
    :))

    YanıtlaSil
  3. Saryacığım 80'e yaklaşmış büyükbabamı izlerken kendimi tuhaf hissederim hep. Sanki ortalıkta gezinen yiğenlerimin (2 yaşındaki) bedeni büyümüş hali gibi. Sanki koskocaman bir vücuda sıkıştırılış küçük bir çocuk koşuyor oynuyor gibi. Öyle olmak ister miyim bilmiyorum tek bildiğim kimsenin bakımına ihtiyaç duymayacak kadar yaşamak.
    Dediğin ne kadar doğru sona yaklaştıkça anlatacak günün kalmaması:(

    YanıtlaSil
  4. Ekmekçim bu sene çok oldu eskiden bu kadar yoktu korkuyorum o ne zaman olacak? Önemini yitirme olayı?

    YanıtlaSil
  5. Önemini yitirecek, çünkü, artık kendinden gençlere bakıp hayıflanmayacaksın, yaşlılara bakıp şükredeceksin!
    Onun için diyorum ya, senin bunu söylemene daha çok var diye.
    :)

    YanıtlaSil
  6. Oysa ben tam tersi düşünüyorum. 30 lu yaşlar en güzel yaşlarım. Her ne kadar hayatın acımasız yüzlerini bu yaşlarda görmüş olsam da kendimi bulduğum, kişiliğimi oturttuğum, ne istediğimi bildiğim, BEN olduğumu hissettim çağlardayım.. Kadınlığımı, benliğimi bulduğum, duygularımı oturttuğum sağlam olduğum dönemler bu yaşlar. Şimdi 36 dayım ama 40 ımda ne olurum bilmiyorum. Çok fazla değişeceğini sanmam.

    YanıtlaSil

Siz ne dersiniz?