Sayfalar

21.02.2011

Aşk Mektupları

'Nelson Aşkım
Mektubu postaladıktan sonra kendimi öyle hayal kırıklığına uğramış hissetim ki yeni bir mektuba başlamam lazım. Niye böyle hissettiğimi sana hiç anlatmadım;çünkü aşk anlatılabilecek bir şey değil. Yatağa yattım, bir an duraksadım. Işıkları söndürüp uykulu uykulu seni düşünmek güzel olurdu çünkü yazı yazmak güç bir iş. Ama sonra içinde biraz aldatmaca olsa da yazmak daha doğru geldi bana. Aldatmaca diyorum çünkü bu mektup şimdi yazılmış yazılmamış senin umurunda değil. Oysa sana tam da şimdi ne hissettiğimi anlatmak benim için önemli. 'Şimdi' kelimesi saatlerimiz bile aynı zamanı göstermiyorken tuhaf geliyor insana; oysa dudaklarımız buluşup 'şimdi, işte şimdi benimsin' dediğimizde ne çok şey ifade ediyor. Biliyorum kelimeler senin çok umurunda değil; benim kelimelerle çok oynadığımı çenemi, kalemimi çok yorduğumu düşünüyorsun. Haklısın; ama seni beklerken bana sadece kelimelerin faydası var.


Mektubunda gözlerimi, aşk alışkanlıklarımı sevdiğini yazmışsın. Okuyunca nasıl etkilendim bir bilsen. Bu alışkanlıkların sana olan sevgimin bir göstergesi olduğunu söylemeliyim. Gözlerim hep aynıydı; ama daha önce hiç kimseyi bu şekilde sevmedim; senin sevmekten hoşlandığın gibi; aşkta bu kadar zevk bularak, zevkte aşk bularak, bu kadar acı ve huzur bularak...Bir erkeğin kollarında kendimi böylesine kadın hissetmedim. Bu benim için ne anlama geliyor bir bilsen. Bana kimse hayatta daha kıymetli bir şey veremezdi. İyi geceler canım. Bunu söylemek çok zor, Wabansia'ya gelmeden daha kolaydı bunu söylemek. Sadece gel bana sevgilim. Beni güçlü, yumuşak, arzulu ellerinle tut. Ellerini, seni bekliyorum.
30 Ekim 1947 Perşembe Gecesi
Simone'un. '

Bir başka mektubunda;
'......Uçakları severim ben. Bana öyle geliyor ki duyguların doruğunda olunduğunda kalbe uyum sağlayabilecek tek ulaşım yolu uçmaktır. Uçak ve aşk, gökyüzü, üzüntü ve umut hepsi bir olmuştu. Tek tek her şeyi hatırlayarak seni düşündüm....'

Simone De Beauvoir'un Nelson Algren'e yazdığı mektuplardan.

30 yorum:

  1. süper...benim okuduğum ve çok beğendiğim yine aşk mektupları gibi.ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN'IN SAHİBİNİ ARAYAN MEKTUPLARI VAR.okuduğumda ilk onlar geldi aklıma tek kelimeyle süper....

    YanıtlaSil
  2. Bir yandan da Simone De Beauvoir'un hayatını anlatan bir cep kitabı okuyorum! YKB Yayınlarının...
    :)

    YanıtlaSil
  3. Çocukça yaşamak 304 adet mektup var kitapta inanılmaz.


    Ekmekçim eşim bir Roza Lüxemburg a bir de Simone De Beauvoir'e bayılır. O teori okuyor ben mektuplarını:)

    Bu mektuplarda Nelson'u kıskandım doğrusu. Nasıl bir adamdı ki bunca sevildi acaba?

    YanıtlaSil
  4. Güzel ve şairane bir mektup..Paylaştığın için sağol canım.

    YanıtlaSil
  5. Ne yazmış ama, bir aşk ancak bu kadar güzel anlatılabilir....

    YanıtlaSil
  6. Ah!bu yürek neler taşır,neler yaşar,bide böyle güzel dokunaklı yazdırır.

    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  7. Sevgili Ebru cok tesekkurler paylastigin icin...

    YanıtlaSil
  8. Mektuplarimiz vardi de mi? Ne oldu o mektuplarimiza. Postaciyi beklemelere ne oldu?

    YanıtlaSil
  9. Ayyyy ne güzelmiş bu mektuplar. Kadın hakikaten feci sevmiş.

    YanıtlaSil
  10. yeni kitapların gelmiş olmalı...ne güzel kitap dolu günler geçiriyorsun...

    YanıtlaSil
  11. şudur benim cümlem aga; 'Şimdi' kelimesi saatlerimiz bile aynı zamanı göstermiyorken tuhaf geliyor insana...

    YanıtlaSil
  12. ''Bu mektuplarda Nelson'u kıskandım doğrusu. Nasıl bir adamdı ki bunca sevildi acaba? ''demişsin,burada adamın nasıl olduğu değil kadının yüreğinde yaşadığının aşk olmasıdır.Aşkın tek yürekte yaşanan olduğuna inandığımdandır,belki de.Ve aşk bir kere yaşanır diğerleri sevgilerdir.Sevgiyle kal,Nehirİda...
    Bir de kısa bir şiirimi ekliyeyim;

    Aşk ise aşk
    Gelse ne olur,
    Gelmese?
    Sorgusuzca
    Yüreğimde...
    Ş.Ö

    YanıtlaSil
  13. Kitaplarım gelmedi akşam iş çıkışı eve vardığımda mail gelmişti yola çıktı diye.

    Aşk Mektuplarını eşim askere gittiğinde almıştım.Başucumda durur hergün 1-2 mektup derken sanıyorum kitabı bu ikinci tekrarım. Her mektupta dönemin siyasi olaylarını Paris'i aktarıyor sevgilisine. Bazı mektuplarda 'Benim aptal sevgilim' diyor:)
    Duygularını İngilizce yeterince güzel ifade edemediğinden şikayet ediyor sevgilisine Fransızca öğrenmesini söylüyor.

    Dün öğlen işte Nelon ve Simone evde kaldı ne yapıyorlar acaba dedim onlar kim dediler anlattım sonra herkes bi yana gitti (galiba deli olduğumu düşünüyorlar)

    Eskiden mektuplar vardı sayfa sayfa. Bir de benim mektuplarla giden sevdam vardı. Sanki yüz yüze zordu ama yazarken inanılmazdı. 1 haftada 2 mektup almak ve yazmak.

    Çok özlüyorum mektuplaşmayı. neden olmasın değil mi? Şimdi neden olmasın.

    YanıtlaSil
  14. Ne güzel aşk mektupları yazılmış ben Cemil Meriç'in mektuplarını okuduğumda çok etkilenmiştim. Son dönemde de Lüsyen'deki aşk mektupları etkilemişti beni...
    Genç kızken bana da yazılmış aşk mektupları vardı. Kıymetini bilmemişim o zamanlar arkadaşlarımla okuyup gülmüş sonra da yırtıp atmıştım...

    YanıtlaSil
  15. Sevgili Nehire haklısın ama galiba bunu başka aşklar için söylemezdim. Simone gibi bir kadının sevdiği erkek olmak merak uyandırıyor aslında. Nelson'un mektupları yayınlanmadı sanıyorum ve çok merak ediyorum aslında her mektupta Nelson'u. O da bir yazar ve 'asla bir doktorla kumar oynamayın. "annenizin yeri" isimli bir yerde yemek yemeyin ve dertleri sizden daha fazla olan bir kadınla yatmayın.' diyecek kadar ilginç bir adam. Bu aşk içerisindeki adamı merak etmemek kıskanmamak elde değil sanki.


    Annelili keşke yırtmasaydın (yırtmasaydık) şimdi hangi duygularla okunurdu acaba?

    YanıtlaSil
  16. -'Şimdi' kelimesi saatlerimiz bile aynı zamanı göstermiyorken tuhaf geliyor insana-
    aynı zamanı bile paylaşamamak ne kötü

    YanıtlaSil
  17. vakti zamanında ben de okumuştum bu aşk mektuplarını.
    Benim de aşkla ilgili tekrar tekrar okuduğum bir kitap var altını çize çize:Roland Barthes "Bir Aşk Söyleminden Parçalar". tavsiye ederim ama daha kimseye okutamadım:)) çok farklı değişik bir kitap.

    YanıtlaSil
  18. Sanırım hiç böyle aşk mektubum olmadı. Ben yazdım ama. Bu duyguları yansıtabildim mi hatırlamıyorum doğrusu...

    YanıtlaSil
  19. Arya kötüsür cidden aynı zamanı değilse bile mekanı paylaşamamak bunu yaşamışızdır o bile kötü.

    uykucuruk not ettim başaracaksın bu kez:)


    Küçük mucizem benim oldu. 8-10 sayfa (harita metod defteri) mektup yazdığım ve aldığım:)
    Eşim ankarada ben de konyada okuyordum (sevgiliyken) onunla da mektuplaşırdık mektuptan önce gelirdim bazen. iki ayrı mektup yani:) 2 ayrı kişi.

    Diğerinde ise Adana-ankara mktupları vardı:) İkisi aynı dönem değil tabi. Biri daha önce.

    YanıtlaSil
  20. Ebru , son veda yı oku mutlaka...Onu okuduktan sonra diğerleri kesmez oldu beni.:))

    YanıtlaSil
  21. Sizlerin yorumları ile birlikte okuyunca bu mektubu daha etkileyici oldu...
    Paylaçmaya devam et Ebrucum.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  22. Usta kendimi dönemlere ayırırsam galiba olgunluk döenemi bu:) Hayatım boyu ortaokul ve lisedeki kadar çok okuyamadım. Ama o zamanı düşünce Don Kişot aklıma geliyor:)
    Biraz fazla heyecanlıydım. Herşeyi bilebilmek gibi garip düşünceler vardı o dönem hepimizde ve ne geçse okuyor ne geçse elimize birkaç günde yalayıp yutuyor konuşuyorduk.

    Şimdi üzerimde çok hoş bir dinginlik var okuduklarımı sindirebiliyorum ve çok daha büyük keyif alabiliyorum. Listeler hazırladım esileri yenibaştan yenibaştan almak için. (Tabi hepsi değil etkilediğini hatırladıklarımı)Giriş-Gelişme-Sonuçsa eğer bu gelişme aşmasında hissediyorum ve bu inanılmaz.

    Kırmızı Bandana okuyanlarla,merak edenlerle konuşmak (yazışmak) çok güzel oluyor. Aslında çok var işaretlediğim mektup ama bazıları uzun yazmaya vakit bulamıyorum. Fırsat buldukça yayınlarım seve seve.

    YanıtlaSil
  23. Mektupların Fransız bir kadın yazardan aynı dönemde yaşamış Amerikalı bir yazara yazılması çok ilginç her şeyden önce...

    YanıtlaSil
  24. ne müthiş birşey bu kadar sevilmek
    merak ettim bu aşkı

    YanıtlaSil
  25. Zeugmacığım bir de Nelson evleniyor ki o daha ilginç:)

    Mavi Anneciğim o kadar tutkulu ki mektuplar okudukça merak ediyor insan.

    YanıtlaSil
  26. Mektup yazmak her zaman duygu içeren bir şeydir her zaman zordur bence de . Hele ki aşk mektubu. Ne zordur hızlı akan bir nehirden akarken yakalamak o kelimeleri...

    YanıtlaSil
  27. Sevgili Burak zorsa bile çok güzel. Yazdıklarından pişmanlık duysan bile döndürememek zamanı. Çoktan yollara çıkmış olması.

    Ekmekçikız blogunda Simone De Beauvoir'un hayatını anlatan kitabından söz etmiş o yazıyı da okumanızı öneririm.

    YanıtlaSil
  28. vahapla butun gun konusmadik, kustuk birbirimize, su anda ask mektubu bile beni yumusatmiyor. Hatta ask yalan bee bile diyorum :(( Psikolojim bozuk, beni korku filmi anca ayiltir.

    YanıtlaSil
  29. Ne muthis bir askmis! 30 kusur mektup ha. Inanilmaz

    YanıtlaSil
  30. Taze Annem bu mektuplar gibi mektup yazsalar ayaklarımız yere basmazdı eminim.

    Didem 304 mektup:)

    YanıtlaSil

Siz ne dersiniz?