Sayfalar

29.03.2012

D'exil En Exil


Denizin üstünde ala bulut
yüzünde gümüş gemi
içinde sarı balık
dibinde mavi yosun
kıyıda bir çıplak adam
durmuş düşünür.
Bulut mu olsam,
gemi mi yoksa?
Balık mı olsam,
yosun mu yoksa?..
Ne o, ne o, ne o.
Deniz olunmalı, oğlum,
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.

Bu akşam çok ilginç bir deneyim yaşadım. Ankara Sanat Tiyatrosu'nda Ethos Ankara D'exil En Exil (Sürgünden Sürgüne) adlı oyunu izledim. Oyun Fransızcaydı.
Yöneten: Mathieu Chardet
Besteci-Oyuncu: Ayser Vançin
Müzikal Dram-Fransızca- Türkçe Altyazılı
“La plus drôle des créatures / Akrep gibisin kardeşim”  Oyun sahnenin soluna duvara yansıtılan Türkçe alt yazı ile devam etti. Alt yazı değil de sol üst yazı demek daha doğru olacak. Ayser Vançin daha önceden bilen vardır mutlaka ama ben bilmiyordum. Obua ile sahneye giriyor, piayano ile devam ediyor sonra her ikisini de bırakıp Türkçe şiir okuyor devamında Fransızca eşlik ediyor. Mathieu Chardet (Nazım Hikmet rolündeki oyuncu) öylesine şiir okuyordu ki bir ara bizi alt yazı eziyetinden kurtaracak ve Türkçeyi sökecek sandım. 2.sırada olduğumuzdan gözlerindeki ışıltıyı bile görebiliyordum. Oyun sırasında şarkı söylüyordu (şiirleri tabi) not almıştım eşime çıkışta sesini çok çok iyi bulduğumu söyleyecektim ki sonradan öğrendik aynı zamanda şarkıcıymış. Tiyatroda sahneyi oluşturan zeminden gelen ahşap sesi beni mest ediyor. Hiç konuşmadan oradan oraya usul usul yürüseler sanıyorum onu da dikkatle dinlerim. İnanılmaz bir aheng var o seste. Ne ahşap, ne halı, ne adım, ne yaşam... Tarifleyemiyorum ama her haraketlerinde hafifçe gelen ses bambaşka.
Ayser Vançin ayrı başarılı Mathieu Chardet ayrı başarılıydı.

Oyun Fas, İsviçre, Fransa ve Türkiye de bazı şehirlerde oynanmış. Ethos Ankara geleneği olarak oyun sonunda oyuncularla seyirciler sohbet edebiliyormuş. Seyircilerden soru soranlar oldu. Salonun neredeyse yarısı boştu bundan dolayı üzülüp üzülmedikleri sorulduğunda çok profesyonelce -sizler varsınız ya bizim için yeterli- yanıtı geldi. Yine sorulan sorulardan alınan cevaptan öğrendik ki başka ülkelerde salonlar tamamen dolmuş.
Gelelim gözlemlerime:) İsmini vermeyeceğim bir sendika üyelerine bilet satılmış gelenler çok sıkı tiyatro eğitiminden geçmiş olmalılar ki oyuncunun ve Ayser Vançin'in bence çok başarılı performansına ellerinin ucuyla alkışlayarak yanıt verdiler. Her şey bir yana müzikal anlamda cidden çok başarılıydılar. Erkek oyuncunun sesi özellikle de.
Oyun gecikmeli başladı. Gerekçe olarak altyazı sorununu çözmeye çalıştıklarını söylediler. Alt yazı inanılmaz derecede amatörceydi. Word dosyasını çok alalade yazılmış bir halde duvara yansıttılar.Tamam buna da razıyız diyorsunuz ama oyuncu nerede alt yazı nerede! İçerisinde Türkçe bir kelime varsa orada yakalıyordu ancak. Sürekli olarak birisi elle word dosyasını yukarı, aşağı kaydırıyordu ama oyunla paralel gitmedi. Yurtdışından gelmiş bu işe belli çok emek vermiş sanatçılar için saygısızlıktı bence. Azcık Fransızca anlayabilen birisi yazıyı kaydırma işini yapsa çok başarılı olacaktı. Alt yazı sorunu oyuncuların başarısını gölgeledi ve iyi eğitimli, engin tiyatro bilgisine sahip biz izleyiciler o ışıl ışıl gözlerle Nazım'ın şiirlerini anlamadığım bir dilde bile inanılmaz güzel seslendiren oyuncuları elinin ucuyla alkışladı. 
Kibirden nefret ediyorum. Türk halkının kibirinden ürküyorum. Beğenmek gibi bir zorunluluk taşımamakla birlikte hangi birikimle haftalar, aylar belki yıllar süren bir emeğe saygısızlık etmek bu kadar kolay olabiliyor anlamakta zorlanıyorum. Tutarsızlık çıkışta oyuncuların çevresini sarıp tokalaşmakla gözüme battı aslında.
Fransızca bilmem, anlamam ama erkek oyuncunun şiirleri okuduğu bazı yerlerde sanki anlıyormuşcasına yoğun hissettirdi ve bu tartışmasız bir başarıdır.
Ayser Vançin'i şu linkten dinleyebilirsiniz. TIK. Hatta sayfada görülen Nazım Hikmet olan müzik oyunda vardı.(Bu şarkı)
Mathieu Chardet oyun sonrasında 'ülkenizde Nazım yasaklıyken ben onu okuyordum' dedi.
Not: AST sorumluluğunda olduğunu düşünüp birkaç eleştiri yapmıştım yorumlarda Serdar Bey gerekli açıklamayı yapmış ve AST ile ilgili olmadığını belirtmiş. Özür dileyerek o bölümleri kaldırdım.


Nazım Hikmet'in şiirlerini şarkı olarak en çok Ünol Büyükgönençten dinlemeyi seviyorum.


12 yorum:

  1. Şu saatte, ofiste yapayalnız çalışmaya çalışırken; nasıl ilaç oldun şu postla biliyormusun? O linkler ne güzel ses oldu, arkadaş oldu bana şimdi.

    Gözlemlerini okumayı yarına bırakıyorum. Zira okumaya başlarsam daldan dala sekecek biryerlerde kaybolacağım...

    Sevgiler, iyi geceler

    YanıtlaSil
  2. Merhaba,

    Yazınızda sözkonusu oyunun AST tarafından sahiplenilmedini belirterek ortaya çıkan aksaklıklardan AST'ı sorumlu tutmuşsunuz. Bir kaç açıklama yapma gereği duydum.

    1. Etkinlik ETHOS tiyatro festivali kapsamındaki bir oyundu. Doğal olarak sadece ev sahipliği yapan AST konuklarının programına müdahale edemez. Gecikme ve bu gecikmenin açıklanması da tamamen festival yetkililerinin ve konuk tiyatronun sorumluluğundadır.

    2.Konuk etkinlerde ışık odasında konuk tiyatroların teknisyenleri olur. Sözkonusu oyunun türkçe yazılarıda konuk tiyatro tarafından yapılmış ve tiyatro duvarına yansıtılmıştır. Ne türkçe yazıların hazırlanmasında ne de yansıtılmasında çıkan sorunlarda AST teknisyenlerinin payı yoktur. Bizim teknisyenlerimiz ancak konuk tiyatro teknisyenlerine refakat ederler.
    3. Yoğun emek ve özveriyle ama çok kısıtlı olduğunu bildiğimiz imkanlar dahilinde hazırlanan bu festivale TAKSAV festivalinde olduğu gibi zarar ederek kucak açmak sanırım desteklemek anlamına gelir. Ki maddi bir cendereden kurtulmak için çırpınan bir tiyatroyu festivali( festivalleri) sahiplenmmediği eleştirisi bu kadar kolay yapılmamalı...

    Sevgiyle kalın...

    Serdar ÇELİK
    Ankara Sanat Tiyatrosu
    Tiyatro Müdürü

    YanıtlaSil
  3. Serdar Bey öncelikle çok teşekkür ederim yaptığınız açıklama için. Yaşanan aksaklıklar dediğiniz gibi konuk tiyatronun aksaklığı ise sizden özür dilemem gerekecek. Kaldı ki cümle sonunda bu kadar kolay olmamalı demeniz yaptığım haksız eleştiriyi somutladı.Bir düzeltme yapmalıyım AST'ın ev sahipliği konusunda ve yaptıkları konusunda problemim yok olsa AST çatısı altındaki oyunlara sıcak bakıyor olmazdım.Sizden tekrar özür diliyor izninizle düzeltmeler yaparak daha fazla yanlış anlamaya neden olmayayım.

    YanıtlaSil
  4. Derbay çok sevindim ilaç gibi gelmesine. Beğenin benim için önemli. Ama çok çalışıyorsun. Ünol Büyükgönenç bana da iyi geliyor ara ara dinlerim. Ruhi Su ve o sık değil seyrek değil ama mutlaka dinlenmeli gibi:)

    YanıtlaSil
  5. Ben en çok salonun yarısının boş olması kısmına takıldım, bunca yıldır Ankara'da hatırlamıyorum hiçbir oyun izlediğimi yarı boş bir salonda. Alt yazı durumu gölge düşürmüş anladığım kadarıyla ama buna rağmen çok isterdim izleyebilmeyi, sağol Ebrum, yine aydınlattın, bilgilendirdin beni..

    YanıtlaSil
  6. tiyatro izlemeyeli epey oldu. bir delinin hatıra defterini çok istiyorum ama bilet bulmak neredeyse imkansız. çok özendim size, ne güzel vakit ayrırmışsınız gitmişsiniz ebrucum...

    YanıtlaSil
  7. ast.
    bayılırım.
    çook izledim.
    bu oyunu bilmiyorum.
    ünal büyükgönenç.
    aa yaşıyo mu o.
    sanki kaybolmuş gibiydi.
    :)

    YanıtlaSil
  8. Burada yasamaya basladigimizdan beri cocuk tiyatrosu disinda herhangi bir tiyatroya gidemedim. Senin su sanatsal aktivitelerine bayiliyorum. Salon niye bostu?

    YanıtlaSil
  9. Esracığım belki zaman kısıtlıydı ve yeterince yapılamamıştı duyurusu bilmiyorum ama ben keyifle izledim:)Öpüyorum sizi.

    YanıtlaSil
  10. Anne Kaleminden biliyormusun canım bunu yazdığından beri oyuna bilet bakıyorum ve bulduğum an haber vereceğim:) Umarım bulabiliriz.

    YanıtlaSil
  11. Deep Nazım şiirleri için en en başarılı isimlerden değil mi?

    YanıtlaSil
  12. Didemciğim festival kapsamında gelen bir oyundu ve sanırım duyurusu iyi yapılamadı ondan.
    Çocuk oyunları da başka güzel aslında:)

    YanıtlaSil

Siz ne dersiniz?