Ne kadar uzağa bırakırsam bırakayım benden daha hızlı dönüyor. Ben-den hızlı, bana rağmen!
Gece konuşmayı unutuyorum. Sesimi yitirip sadece yutkunmaya dönüyorken adın, teneke kutularla oynuyor kediler.
Yere değiyor paltoları sokak lambalarının. Elleri ceplerinde uzun uzun uzaklaşan bir gölgeye dönüşüyorsun ve ben sessizim... Sesim olsa 'gitme' derim.
Yazdıklarımı anlasam söze dönüştürüp kulağına fısıldarım.
Anlamıyorum, konuşamıyorum, susamıyorum...kalamıyorum...
Her yanından su sızdıran teneke kutular onlar. Döndükçe boşalan, döndükçe gürültülü bir yalnızlığa yaklaşan.
Bu satte yanlışlıkla çalmaz değil mi kapılar?
Foto: Ben
tık tık tıkk
YanıtlaSil:) Değil mi!
YanıtlaSilBir de sesin kendine gelir o kutulardan döne döne...
belki de en çok bu saatte yanlışlıkla çalar kapılar. neticede sessizsin, kim o deme şansın da yok muydu?
YanıtlaSilİstedim çalmasını ama çalmadı ki Cem! Yanlışlıkla oldu dese bile biri ona da razıydım:)
YanıtlaSilbir gece ansızın gelebilir belki
YanıtlaSilonu bekliyorsan uyumadıysan sevinçten kapında ölebilir hatta...
ellerin ceplerinde, uzaklaşan bir gölgeye dönüşüyorsun, uzun uzun...Belki de kar yağıyor...
YanıtlaSilHava ayaz mi ayaz ellerim ceplerimde
YanıtlaSilBir türkü tutturmusum duyuyorsun degil mi?
Çalacak bir kapim yok mutluluga hasretim
Artik sokaklar benim görüyorsun degil mi?
hatırlattı.
Bence hayat değil, an'lar yaşarız.
YanıtlaSilŞu "an" eli boş da gelmiş olsa, bir sonraki ân'ın ne gibi hediyeler ile geleceğini bilemeyiz.
Her an kapı da çalabilir, sen her an bir kapı da çalacak olabilirsin, ne fark eder ki:)
Sevgilerimle...
Sen git cal kapiyi o zaman.
YanıtlaSil