Bildiğiniz ve çoğunlukla tanık olduğunuz gibi sık sık geçmişe gidip takılı kalanlardan biriyim. Bu gidiş hafızamdaki hoş hatıralara ya da hüzünlü anılara dokunarak oluyor. Bu defa biraz fazla geriye gideceğim. Uygarlık Tarihi çalışırken (çalışmak dedimse 1 defa okumak) aşağıya Yankı Yazgan'dan da alıntıyla yer verdiğim Neandertaller ilgimi çekmişti. Aslında buna benzer her şey ilgimi çekiyor. Bugün fmf atağı yaşıyorum. Çalışamaz haldeyim. Ama bu çalışamayış eve gitmekle de sonlanmadı. Umuyorum akşam doktora gitmem gerekmez.
Yine başladığım yeri kaçırdım.
Belgesel izledim onlarla ilgili ne buldumsa okudum. Bana faydası nedir bilmem ama heyecanlanıyorum ben. Gidip gelip bakan çalışma arkadaşlarıma hislerimi anlatmam mümkün olmadı. sırıtarak yanımdan uzaklaşıyorlar. Geçmişte kendimi Mısır Piramitlerinde gömülmüş halde (küstahlığın da bu kadarı değil mi) bulduğum rüyalarım olmuştu.
Yaşım 40'a 2 kala ideallerim var. Komik belki ama var işte ne yapayım. Felsefe 41 de bitecek. Bittiğinde Adli Psikoloji,Epistemoloji veya Antropoloji ile ilgili bir şeyler yapmak istiyorum. Dilerim başarırım. Bu arada vizelerden haber verdim mi hatırlayamadım 7 dersten 5'i oldukça iyi notlarla sonlandı ama finallerde benzer sonuçlar beklemiyorum.
Günümüz modern insanını anlayamamaktan kaynaklı mıdır bu kadar geriye merak sarmam bilemedim:) Gittikçe de soğuyorum kendi çağdaşlarımdan. Buna kendimi de dahil ediyorum. Duyarsızlığın, insana yabancılaşmanın, düşmanlığın bu dozda yaşanmasından da. Hatta geleceğe dair ciddi endişelerim var.
Örneğin barış. Hani şu dilimizin ucuyla geçiştirip çok da önemsemediğimiz kavram var ya işte o. Aklım almıyor her türlü teknik donanıma sahipken, her türlü kaynağa bir tık kadar yakınken öldürme isteğini.
Birazcık da siyasi dokunduktan sonra yine insani yöne kayayım. Şu yazdıklarımı yazma şeklimi ve bulunduğum durumu izah etmem oldukça güç. Bağımlılığın her türünden nefret ediyorum. Bunu derken nelere bağımlıyım dedim yanıtım var elbet hem de bu kadar uzak durduğum şeye verilecek. Mesela oğluma bağımlıyım. Onu göreceğim saatler yaklaşırken heyecanlanıyorum. Zaman zaman başarılı olsam da sigaraya bağımlıyım,çaya bağımlıyım, müziğe bağımlıyım. Nereden nereye zıplıyorum değil mi?
Mesela Neandertaller neye bağımlıydı acaba? facebook, badoo, top face, msn, blogger? (aklıma ilk gelenler) Teknoloji modern insanı yaratırken ne kadar çok ilkel yan ortaya çıkıyor değil mi? yüzünü dahi görmediğimiz insanlar söz konusu olduğunda her türlü -en'e dönüşen yanlarımız ortaya çıkarken yanı başımızdaki insanların acıları, hisleri ne kadar uzağa savruluyor değil mi? Tek derdi karnını doyurmak, üremek, hayatta kalmak olan insanlar mı ilkel biz mi?
Uzunca bir süredir internet ile alakalı her türden bağımlılığa karşı direnmekteyim. Başarılı olduğumu düşünüyorum. Günlerce facebook'a girmiyorum ve ne yalan söyleyeyim hiç de eksikliğini duymuyorum. Saydığım diğer program veya uygulamaları ise kullanmıyorum, kullanmayacağım da, galiba bu sıralamada tek bağımlılığım blogger o da vakitsizlikten arada kaynıyor.
Çocuklar büyüyor,
Dünya dönüyor.
'paylaş' butonu 'beğen' butonu ile dolaşmakta sevdiklerimiz. Biraz ekran dışına bakmak lazım. Neler oluyor diye.Artık iyice meydan okuyorum kendime. Teknolojinin esiri olmamak için. (Bankacılık işlemleri hariç)
Birbiri ile alakasızca değindiğim şeyler nedeniyle üzgünüm. Ruh ve beden sağlığım budur:)
Aşağıdaki belgesel güzel.
Ben kaçtım sağlıklı günler diliyorum.
Şu linkte de bir yazı var vakit bulursanız ve ilginizi çekerse.
Ve yine GÖÇ burada
Güzel bir makale.Lakin insani hiç bir güç teknoloji denilen mefhumun önüne geçemez.Facebook,twterr vb.yapılar zincirin sadece birer halkası.Asıl mesele şu ki,kör ve sağır bir toplum oluyoruz.
YanıtlaSilVe bence bu da düşünmeyen, sorgulamayan, sorgulasa da 'bana ne' diyen insanlar yetiştirmenin sistemli şekli gibi. Acaba fazla mı kötümserim bilemedim ama bu tür bağımlılıkların bizzat pompalandığını düşünüyorum. Canı yanmayan, yansa da sebebi masa başında oturmak olan insanlar yetiştirmek için. sokakta top oynayan, bisiklet binen bir çocuktan kahrama dönüşen savaşçılar yaratıyor teknoloji. Ve hayatı da ekrandaki kadar duygusuzca kavrıyorlar. Önüne geçemeyeceğimiz kesin ama en azından bireysel bir direniş benimkisi:)
SilKötümser olmayıp,ümitvar olmak gerek. :)
YanıtlaSilÜmit olmazsa olmuyor ama var işte ne yazık ki koskoca bir AMA!
SilUmut yitirilirse aldığımız nefesin bir anlamı kalmaz.Kendine iyi bak ki,sev ki,yüreğini açmak istediklerin seni sen gibi görebilsin.Sevgiyle kal,Ebru...
YanıtlaSilÇok teşekkürler sevgili Nehire. Çocuklarımız olunca umut kaybedilmiyor değil mi.
Silteknolojinin en kötü taraflarından biri de hafızasız toplumlar yaratması bence... ya da bana en ağır gelen...
YanıtlaSilKesinlikle haklısın ve hafızasızlık klayca yerlebir edilen toplum yarattı.
Silyazı çok güzel.. hiç te birbirinden kopuk değil..yüreğine sağlık..
YanıtlaSilçocuklar bsayarın başında saatlerce oyun oynuyorlar. oyunlarda oyun olsa.. şiddet savaş öldürme çoğunluğu..
üzücü bir durum...
Çok teşekkürler Serkan. Biz pc oyunlarını ciddi manada yasakladık haftada 1 gün izni var dışına çıkamıyor.
SilTelefon görüşmemizde de söylediğim gibi: '' Böyle böyle içimize kaçacağız sonunda! '' Ben siyaset, izlenen politikalar konusunda halkın etkisi olduğu konusundaki inancımı sanırım ve malesef kaybettim ya da kaybettirilen birçok insandan birisiyim. Bu sistem istediğimiz, hayalini kurduğmuz lider ( liderler ) çıkartmamak üzerine kurulmuş.Bu sebeple bağımlılıklarımı çocuklar, KeNdim, çay, sigarayla sınırlayarak yaşamayı seçtim.Bakalım ne kadar sürecek.
YanıtlaSilBu arada kendine dikkat et tatlım!
Sevgiyle...
Galiba benzer şeyler yaşıyor ve düşünüyoruz Özgürcüğüm.
SilÖnceki gece hastaneye gitmem gerekti ün hep yattım bugün iyiyim sarıldım