2012 de yayınladığım bir yazı bu :) Tekrar yayınlamama sebep annemim kefir maceramızı unutmuş olması. Bence unutmadı şansını deniyor. 'eve gitmeden bi uğrayın yukarı çık sana iyi gelecek bir şey buldum' diyor. 'Neymiş' dedim 'kefir' dedi :)))))
Neyse hiç olmamış gibi yapayım üzülmesin bari. 'Anne benim süt ürünleri ile aram iyi değil bak laktoz şeyim de var' desem de 'amann her derdin dermanı boğaz' diyor (yöresel olarak iştahlı olmak manasına gelir) Annemin komşularıyla sohbetleri genel olarak tıbbi. Ve bu tıbbi denemelerini benimle yapıyor. 'menopoza gireceksin' bile dedi o kadar yani!
Neyse hiç olmamış gibi yapayım üzülmesin bari. 'Anne benim süt ürünleri ile aram iyi değil bak laktoz şeyim de var' desem de 'amann her derdin dermanı boğaz' diyor (yöresel olarak iştahlı olmak manasına gelir) Annemin komşularıyla sohbetleri genel olarak tıbbi. Ve bu tıbbi denemelerini benimle yapıyor. 'menopoza gireceksin' bile dedi o kadar yani!
***
Doğal olmayanı da doğalmış gibi algılama kabiliyeti geliştirdim. Ya da vardı bir yerlerde bulup çıkarttım. Bunda son günlerde izlediğim belgesellerin etkisi oldukça fazla. İyi mi oldu bilemedim şimdi:)
Dünden beri kar yağıyor biraz önce pencereden baktım ve gördüğüm şeye hayran oldum. Sokak lambasının ışığı altında döne döne yere düşen 'kar tatili' ni izledim. Eskiden böyle derdik değil mi? 'Tatil yağıyor'
Birkaç gündür dinlediğim müziklerden kurduğum cümlelere kadar hepsinde bitmeye yüz tutmuş pil kıvamı var:) Şikayet değil bu. Tam tersi o kadar hızlıyım ki kaçırdığım şeylerin üzerinden geçiyor gibiyim. O kadar detaycı halimle bile kaçırdığım detaylar ne çokmuş meğer.
Sinirlenmiyorum örneğin ne büyük ilerleme. Sinirlenip hızlı hızlı çıktığım merdivenleri kullanmıyorum. Israrla bekliyorum asansörü. Geçici bir hal midir bilmiyorum ama sevdim kendimi böyle. İçime her ne kaçtıysa eminim epey çaba veriyor diğer yanıma teslim olmamak için.
Ben ben ne mi yapacağım? Hiççç. Bekleyeceğim sadece hangisiyse galip eyvallah diyerek devam. (Bakınız pek de itaatkar oldum hayırlara vesile)
Bu akşam Yuva (Home) Belgeselini izledim. Eğer birkaç gün daha buna benzer belgesel izlersem insan denen varlıktan nefret etmekle kalmayıp eylem planları yapmaya başlayacağım. Kendimden nefret etmekle başlayacak kadar da adilim.
Çekimler 3 yıl sürmüş ve 54 ülkeden havadan görüntülere yer verilmiş. Epeyce didaktik bir dil var izleyici yaşı bu defa çocuklar olur mu bilmem ama daha önceden ilgili olan bir çocukla rahatlıkla izlenebilir.
Belgeselde önemli bir vurgu var 'karamsar olmak için artık çok geç'
Annem pazar gününden beri uzmanlık alanına bir yenisini daha ekledi. Bu deneyde beni kullanacağını tahmin ediyordum ama yasalar gereği resmi olarak bildirmesi gerektiğini de biliyordum. Haliyle zorunlu gönüllü olmamla annemin kefir harekatını açıklaması arasında birkaç saniye fark var. 'Hı tamam tamam yerim veya içerim her ne yapılıyorsa' dedim ve bu akşam kurtuldum elinden. Meğer bu kefir mayası taaa Kafkaslardan gelmiş ! Kefir ile ilgili bir deneyim yaşadım birkaç yıl önce hazır satılanlardan alıp sadece tadına baktım ve belki de o günden sonra ruh sağlığımda ciddi sorunlar baş gösterdi. Ama en başta da dedim ya şu sıra itaatkarım. Faydalarını kız kardeşimle birlikte koro halinde açıkladılar. Kefirin dahi faydasız kalacağı denekleri oldu haberleri yok. Neyse yarın mayalanmış kefirimi yiyecek miyim, içecek miyim bilmiyorum. Kim bilir belki de benim kefire bir faydam dokunur!
Şunu itiraf etmeliyim mayalanmakla ilgili garip bir mide bulantısına sahibim. Süte katılan mayanın ışıklar kapanınca fıldır fıldır gezindiği bir kap ve aralarında geçen salak saçma konuşmalar geliyor aklıma. 'Şişşttt haydi koş sen sağa sen sola hoppp çalkala şimdi yandan bi tane daha çıkart ohh oldu oldu tamam süt de değişiyor bak tamam biraz dinlenelim haydi uzannn' mayalanmayı sağlayan bakteriler sohbeti uzattıkça benim mayalanmış yiyeceklere mesafem artıyor. Şarap da mayalanmaz mı? Yok onun bakterileri pek entel. Sütteki gibi değiller şiir filan okuyor hayvanlar (hayvan dedim peh ayıp mı olur acaba)
Bunlar gece bizim mutfakta çoğalırsa ben kafayı yerim anneme demedim ya neyse!
Bu arada hala kar yağıyor. Ankara Valiliği çocukları yollara dökmeden okulları kapatmış afferim. İda okul kapanabilir diye ders yapmak istemedi kapanmaz açıyor araçlar yolları dedik. İnandırıcılığımız zedelendi valilik yüzünden.
İş de tatil olsa....
Ne hoş bir yazı ,keyifle okudum:)
YanıtlaSilBu yazını çokiyi hatırlıyorum. hatta eşime de anlatmıştım kefir hakkındaki düşüncelerini. ben doğum yapınca annemde kaldım. dolayısıyla kefirlerim sizlere ömür.
YanıtlaSilama bugün yeni kefirlerime kavuştum. oleeey.